Karanlıkta Diyalog Sergisi. Yıllar önce İstanbul Bienali’nde “karşılaştığım durum, en ilginç an” diyebileceğim şekilde hiç aklımdan çıkmamıştı. Kocaman kutunun kapısından girmiş birkaç adım sonrasında zifiri karanlıkta kalmıştım. Dursam mı, ilerlesem mi, ellerimi uzatsam mı bilememiştim. Her ne kadar elektrik kesilse de, perdelerimiz kapansa da küçük bir ışık mutlaka oluyor mekana yön veren. Sıfır ışık çok acayip bir şeydi. Metronun Gayrettepe durağında ilerlerken ayaklarımın a
Bu yazıya kaç defa başlayıp değiştirdiğimi hatırlamıyorum. Önce bir okulda olması gerekenlere değineyim istedim, sonra okulumuzu seçerken en çok neye dikkat ettik derken anılarımdan da birazcık serpiştirdim. Henüz anaokulu çocuğunun annesi olsam da, devlet okulunda okumuş ama yakın zamanda veli sıfatıyla içinde yer almasam da; problemleri ve güzelliklerini kaynağından örnekleriyle dinlemiş birisi olarak eğitim sisteminin bahsi açıldığında elimde olmadan sıkıntı duymaya başlıyorum. Aslında amacım
Çocuklar için kişisel gelişim kitabı desem… Bu kitabı yakınımdaki bir baba tavsiye etmişti. Her akşam kızına severek okuduklarından anlatınca ben de merakla gidip aldım. Konu olarak kulağa klişe, hatta sık duyduğumuz için sıkıcı gelse de kitabı tarif et denildiğinde kişisel gelişim kitaplarının çocuklar için hazırlanmış hali diyebilirim. Ondan önce aslında pek çok konuda donanımlı doğmuş küçüklerin zamanla ebeveyn ve büyükler tarafından farkında bile olmadan nasıl da olumsuz olarak yönlend
Bir babanın oğlunun öğretmenine yazdığı mektup. Hep istediğimiz şeylerin toplanmış hali gibi olan bu satırlara tesadüfen rastladım. (Kim mi bu baba? Amerika Birleşik Devletleri’nin 16. Başkanı Abraham Lincoln. Aşağıdaki ekşisözlük linkide mektubun ingilizce metni de bulunuyor) Eğer yapabilirsen, sessiz kahkahaların gizemini öğret ona. Bırak erken öğrensin, zorbaların görünüşte galip olduklarını. Eğer yapabilirsen; ona kitapların mucizelerini öğret. Fakat ona; gökyüzündeki kuşların, güneşin yüzü
Hafta sonu kızımın okul kaydını yeniledik. Öğretmenimizle konuşurken konu çocukların kıyaslanmasıyla ortaya çıkan rekabete geldi. Evet bir anda çocukluğumda yaşadığım, kendimi berbat hissettiğim kötü bir anıma gitmiştim. İlkokulda soruyu cevaplamak için tahtaya kalkmıştım ve öğretmenim bir şekilde öfkesine yenilip benim zekamla ilgili yorumlarda bulunmaya başlamıştı. Öyle çok korkmuştum ki “kendisinin beni yönlendirmesi sebebiyle böyle cevap verdiğimi” mırıl mırıl diye dudaklarımın ucundan ifade
Çocukluğumda anneler biraz daha uzun kullanılsın diye kıyafetlere yama yapardı. Kiminin dizinde, kiminin kolunda veya oynarken oraya buraya taktırdığı için alakasız yerlerinde olan yırtıklara pratik çözüm. Fakat şimdi düşünüyorum da keşke o yamalar çocuğu mutlu edecek şekilde renkli, esprili olsaydı, o zaman yama değil de eğlence taşınırdı kıyafetlerde. Bu yüzden esprili, iş gören ve çocuklara da farklı bir bakış açısı kazandıracak Canavar Yamalar çözümünü takdir ettim. Ayrıca çocuğumuza tutumlu
Ben Oyuncak Müzesi’nde çocuk oldum. Yıllar önce kuzum henüz aramızda değilken arkadaşlarımızla gitmiştik buraya ve ağzımız kulaklarımızda çocukluğumuzdaki oyuncakları tek tek aramış, bulunca hazine bulmuş gibi sevinmiştik. Sadece biz değil pek çok noktadan “aaa bak bu bende vardı, ooo şundan dayım getirmişti bana Almanya’dan bütün yaz onunla oynamıştım yazlıkta” gibi sesler yükseliyordu. Çocukluğumuza eşlik etmiş oyuncaklarla hatıralarımızı yad edip, aynı dönemde başka ülkedeki çocukların oyunca
Bu kitapta sevgi, vefa, özen ve dostluk var. Kurşun kalemin ucuyla yumuşacık, sabırla, itinayla resmedilmiş; iyilik dolu ifadeleriyle kalbinin yüzüne yansıdığı yaşlı Amos’un hayvan dostlarıyla arasındaki iletişimin hikayesi. Çok beğendiğim kitapları iş yerime götürür masamda bırakır ve izlerim. Çoğunlukla atıştırmalık birşeyler olduğu için uğrayanın da bol olduğu zamanlarda kitap ele alınır, sayfalar karıştırılır ve parmaklar çizimlerin üzerinde dollaştırılarak incelenir. Sohbet ederiz kit
Bu kitabın mantığı, içeriği, tarzı hayranlık uyandıracak şekilde sağlam. Önce kapaktaki Nasreddin Hoca’nın sevimli çizimi ve renkleri dikkatimi çekti (resmin üzerine tıklayın daha büyük göreceksiniz), sonra iki yabancı felsefecinin halk kahramanı felsefecimizi çocuklara ulaşmak için elçi olarak kullanmış olmaları. Nasıl yani çocuk ve felsefe mi? Aynen öyle; dünyaca ünlü Fransız filozof Oscar Brenifier ve çocuklar ile gençlere yönelik çalışmalar yapan felsefeci Isabelle Millon’la beraber “N
Bu sitede yer alan bilgiler kişisel paylaşım niteliğindedir. Teşhis ve tedavi için yönlendirme amacı taşımamaktadır. Unutulmamalı ki, çocukların gelişim özellikleri birbirinden ayrıdır. Çocuğunuzda ortaya çıkan farklı davranış ve belirtiler için doktorunuza veya en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalısınız.