loading...
Çocuklar duygularını doğrudan aktaramazlar. “sanki yetişkinler aktarabiliyor da” dediğinizi duyabiliyorum…Yani arkadaşının yaptıkları övüldüğünde huysuzluğu boşuna değil, “beni de öv, benimle de ilgilen” demek istediğindendir. Veya annesinden ayrı çocuk, parkta bebeğini besleyen başka anneye öfkeli davranabilir. Bu; “benim de annem yanımda olsun, onu özlüyorum” demenin tepkisel halidir. Elbet küçüklerin iletişim şifrelerini çözmek kolay olmuyor. Anlam veremediğimde konuya değinen kitaplarından alıyorum elime. Şöyle bir bilgi tazelemeye. Böyle kitapları da yazarları da sevgiyle anarım.
Kızımla Kitap Fuarına gitmiştik. Kalabalığın içimi sevinçle doldurduğu, gururlandırdığı sayılı yerlerdendi. Sıraları beklerken hiç şikayet etmedim… tam tersi dolu dolu gelen otobüslerin giriş kapısına yanaşmasını, insanların caddelerden akmasını keyifle izledim. Ellerinde torba torba kitaplarla dolaşanları tebrik etmek istedim.
Defne ve ben önceden heveslendiğimiz yazar için ucunu göremediğimiz imza sırasına girdik. Kuyruk hızlı ilerlemiyor, ziyaretçi kalabalığı dalga dalga hareket ederken iki adımlık nefes alanı bile kalmıyordu… Ve annelerinin elini dahi bırakamayan sıradaki tüm çocuklar gibi kızımda haklı olarak mızıldanmaya başlamıştı. Onu kucağıma alıp, bir kitabın nasıl yazıldığını ve neden değerli oluşunu tekrar anlattım. Elbet kızım “ama neden hala bekliyoruz, kitabı aldık yaaaa” diye yüzünü astığında “haydaaaa küçük bir çocuğa koca kadın olarak hatıra biriktirmeyi nasıl anlatmalı?” olmuştum. Sağolsun yavrucak benim heyecanıma saatlerce ortak olmuş, üstün bir sabırla beklemişti.
Adına imzalanan kitabı aldığında yüzündeki şaşkın aydınlanmayı görmenizi isterdim. Ben hep hatırlayacağım. Tarif edemediğim şey somut olarak ellerindeydi.
Sonra listemizde olan kitabevlerinin standını gezmeye başlamıştık.
Leyla Fonten’den Öyküler serisini aldık. Baktım Defne kaptığı gibi önden tıpış tıpış gitti. Seslendim, “nereye?” diye, “kitabımı imzalatmayaaaa” dedi.
Tülin Hanım ve güzel insan Sedat Girgin resmen tek tek süsledi kitapları. Başına toplanan çocuklar Sedat Abi’nin (çocuklar aynen böyle dedi) çizimini hayranlıkla izledi.
Bu kitapları ayrı bir şefkatle seviyorum. Çünkü onlara her baktığımda kızımın yazarla tanışmak için heyecanlı bekleyişi canlanıyor. Sonra “ben de hikaye yazacağım” diye gezindi durdu. Anlatma göster durumu için on numara örnek olmuştu kitap fuarı…
Sık sık birini okuyoruz. Hatta köpüş Kaya methiye dizmem için ilham oldu.
Hey büyükler;
Bazen ilginç görünür çocukların hareketleri
Onları anlamak için yaş grubunun davranışlarını bilmeli
İşte bize Leyla Fonten’in kitaplığından güzel bir öykü önerisi…
Okudukça görüyorum Utangaç Köpek Kaya ile çocukların benzerliğini
Meğer Kaya’cık eve gelen çılgın misafirlerden kaçıyormuş,
Aslında hiç utanmıyormuş.
Hey çocuklar;
Biliyorum tatil heyecanı sardı hepinizi
Dilediğinizce koşup, oynayın…
Ama kitap dostlarınızı da hatırlayın
Kitaplarınız sizi özler, her akşam birkaç sayfa okunmak ister.
Elinize sağlık; Tülin Kozikoğlu ve Sedat Girgin
Lafonten Leyla teyzemiz öykülerinde ; Öfkeli, inatçı, tembel veya sabırsız gibi sıfatların ne kadar haksız olduğunu çocukların dünyasını göstererek vurguluyor. Öykünün sonunda “aaaa yavrucak aslında bunu kast ediyor” dedirtiyor.
Serinin diğer kitapları;
- Öfkeli Örümçek Rıza
- Mutsuz Kedi Dila
- İnatçı Kirpi Mina
- Bilmiş Fare Tuna
- Korkak Kuş Sema
- Kıskanç Kurbağa Eda
- Tembel Balık Sefa
- Sabırsız Sinek FezaArkadaşlarla dolu, neşeli günleriniz olsun çocuklar…
Merhaba. Kitap fuarlarında ben de benzer duygular yaşıyorum. Okuyan insanları gördükçe içim umut doluyor geleceğe yönelik. Leyla Fonten’den Öyküler serisini ben de aldım. Öykülerin sonundaki mesajlar öyle güzel ki.. Yetişkin olarak benim bile olaylara ve kişilere daha farklı bakmamı sağlıyor. Tıpkı İnatçı Kirpi Mina’daki inat kavramının karşılıklı olduğunu anlamam gibi..
Paylaşımınız çok güzel. inat için tanımınız unutulmaz ve çok net. Tek kelimelik özet olmuş. Teşekkür ederim :)) . sevgiler