loading...
Kız Çocuğu İçin Saç Neden Önemlidir
Hiç “kızım büyüse de anne kız kuaföre, alışverişe gitsek” diye bir hayal kurmamıştım şimdiye kadar. Oysa babalardan “oğlum bir büyüsün onunla berbere, maça gideceğim” diye epey duymuşluğum vardır. Bu tarz konuların anne kız arasında da özel hale getirilmesi gerektiğine inanıyorum. Asıl gelmeye çalıştığım nokta saç meselesi. Onların farkında olmadan kalplerini kırabileceğimiz önemli konu. O pamuk saçların alalade birşeymiş gibi kesilip atılmamasının yarattığı etkinin ne denli önemli olduğunun farkındayım. Saçım ve hissetiğimle ilgili çocukluk anılarım hiçte eğlenceli değil. Saçlarıma zaman ayırmam, kırk yılda bir kuaföre gidenlerdenim. Öyle maşalarla bukleler yaparak, moda tokalarla, taçlarla süslemem. Onları güzelliğin veya benim önemli bir parçam olarak görmemiştim çünkü. Temiz ve düzenli olsun yeter. Hatta saçlarım yağlanmış veya dağılmışsa kendimi rahatsız hissetmemin ana kaynağı bile olabilirler.
Hatırlıyorum ilkokuldayken saçlarını tepeden toplayan ve kocaman beyaz kurdela takan sınıftaki kız arkadaşlarıma ne çok özendiğimi. Sanki kar beyazı tülden kabarık bir fiyonk olsa saçımda prensesler kadar güzel olacakmışım gibi gelirdi. Ama olamadı çünkü saçlarım bakımı kolay olsun, tararken canım yandığından ağlamayayım diye çok kısa kesilirdi.
Tabi hep böyle değilmiş, ayaklanıp sokakta koşturmaya başlayana kadar saçlarım dikkat çekecek uzunluktaymış. İlkokuldan lise sona kadar hep bir fonksiyonellik gözetildi. Zaten istesen de olmuyordu, özellikle okulumuzda tertip düzen beklendisinin keskin kuralları mevcuttu. 3 adet örgü olmayan saçlar ensede küt model kesilmek zorundaydı. Hala gülümseyerek hatırlarım; lise 2. sınıf yaz tatilinde her gün saçlarımı örerek ne kadar uzadığını kontrol etmiştim. Onlar uzasın ve farklı şekiller verebileyim diye hiç o kadar heveslendiğimi hatırlamıyorum. Sıkı sıkı örerek 3 örgü yaptım ve heyecanla sıraya girdim ilk günleri atlatırsam bu iş tamamdı. Çok yaklaşmıştım ama malesef olmamıştı. Kalbim gerçekten kırılmıştı. O saçın benim için önemini neden kimseler anlamıyordu gözlerimdeki üzüntüyüde mi görmüyorlardı. Tamam ailemi de anlamak istiyorum; temizlik, zaman vb konulardan öyle davranıyorlardı ama o saçlar benimdi ve istemediğim kadar kısa kesilmemeliydi, en azından hissettiklerim üzerine konuşabilirlerdi. Kökü sende açıklamasından gerçekten nefret ediyordum.
Onlar Saç Değil Benim Parçam
Böyle hisseden sadece ben olmadığımıda öğrendim. İş arkadaşlarım Meltem ve Nilay yanıma gelip “sakın kızının saçlarını emrivaki ve erkek gibi kısacık kestirme” dediklerinde nasıl yani oldum. Sonrasında kendi aralarında saçla ilgili anılarını, dolayısı ile tıravmalarını paylaşmışlar ve uzun saçlı kızı olan anneyi yani beni uyarma gereği hissetmişler. Canım arkadaşım “saçlarımı kaybettiğimde duyduğum acıyı hala çok net hatırlarım” dedi ve ekledi “yine kuaföre babam götürmüştü ve eve ağlaya ağlaya dönmüştüm, sonra annemle gitmiştim, ben ağlayınca annem saçlarımı alıp bana vermişti ve o yaptığı bana iyi gelmişti”. Kız arkadaşlarım benim gibi saçları umursamayan değil de tam tersini sürekli rengini, şeklini değiştiren gruptan. Eee onca zaman erkek gibi kısa saç dolaşıp uzun saçlı kızlarla güzellik konusunda sıfır rekabette hissedersen ve sonunda saçınla ilgili kararlar sana ait olursa yılların acısını çıkartır gibi tüm imkanları kullanırsın, saçlarınla oynayıp durursun.
Hatta Nilay güzel bir tespitte bulundu; önce çocuğun saçlarını beline kadar uzatıp prenses gibi etrafta dolaştır, saç odaklı iltifatlarla kuzunu mutlu et sonra da bir gün çat diye o güzel saçları omuzlarda kestiriver. Tabi ki çocukta bir sersemleme ve hatta travma olur. Nasıl erkek çocuklarda babayla tıraş olma ayrıcalığı varsa, saçların kesilmesi ortamda erkek erkeğe sohbet konusu haline gelip çocuğa büyümenin hoş bir göstergesi olarak yansıtılıyorsa küçük kızlar içinde aynı özen gösterilmeli. Baş belası saçları kestirdik oh rahatladık, kim uğraşacak o uzun saçlarla yıka, tara, kurut havası yaratılmamalı. Bu, çocuğun hareketi değil kendini eleştirmesine sebep olur. Sohbetlerde anneler arasındaki uğraştırıcı saç konusunu duyan çocuk konuşmaları kendine yapılan eleştiri gibi algılayacaktır.
Peki bizim evde durum neydi? Evet kızım 4.5 yaşındaydı ve bebeklik saçlarını hiç kestirmemiştik saçları beline kadar hızla uzamıştı. Bukle bukle dökülen saçlar her yönden beğenilirdi. Hayran olduğu halasının saçları gibi benzetmesinden, barbie bebek yakıştırmasına kadar. Fakat nasıl hoş göründüğünün farkında olarak hep açık olmasını istediği saçları kaydırak gibi yüksek yerlerde, koşururken, oynarken göz bağı gibi engel olmaya başlayınca endişelenmiştik. Ancak asıl endişeyi o saçların takıntı boyutuna gelmeye başlayacağını öğrendiğimizde duymuştuk.
Anne Kız Kuaför Günü Yapılmalı
Hemen aile, arkadaş arasında yüksek sesli kuaför sohbeti yaparak konuyu kuzuma alıştırdık. Sonra anne kız kuaför gününü ve en sakin saati seçtik. Daha önce çocuk saçı kesmiş ve sabırlı olan kuafördeki abiler halimizden anladılar. Öncelikle ben saçlarımı kestirdim. Sıra kuzuma geldiğinde kuzucum bir anda anlaşmadan caydı ve ben kestirmeyeceğim dedi.
Saçımı Kestirmekten Neden Korkarım?
Zorlamadık, etrafı inceleyip kendini rahat hissetmesini sağladıktan sonra yanına oturup sordum “saçlarını neden kestirmek istemiyorsun”. Öyle telaşlı ve korkmuş hareket ediyordu ki hali üzücüydü aslında. Sonra söyleyiverdi; “ya saçlarımı kestirdikten sonra Kamer öğretmenim beni tanımazsa”. Olur mu kuzucum öğretmenin seni her koşulda tanır. Sen sadece saçlarınla var değilsin. Saçlar, tırnak veya bahçedeki çimler gibi uzar ve arada onları kısaltınca rahatlarlar derken ikinci baklayı çıkarttı ağzından. “Ya saçlarımı keserken canım yanarsa”. En küçük makası aldım. Canının yanmayacağına söz verdim. Zaten yanına çökmüş vaziyette otururken minik bir saç tutamı alıp ona göstererek ucundak azıcık kestim. Fakat ona ait olan saçlarını kestirmek istemiyordu. Sonra biraz daha rahatlaması için rengarenk ojelerin olduğu çekmeceyi açtık. Seçtiği en cart pembe ojeyi benim tırnaklarıma sürerken kuafördeki abi saçlarınıonu üzmeyecek gibi azıcık kısalttı.
O bir tutam saç babasının isteği üzerine folyoya sarılıp saklanmak üzere çantaya alındı (uzun saç seven baba yüreği işte diyerek üzerinde durmuyoruz, benim de saçlarım yıllarca saklanmıştı). Birkaç ay sonra yine bir anne kız kuaför günü planladık. Bu sefer önce kuzucum kestirdi saçlarını sonra aynı onun saçlarının boyunda ben de kestirdim. “Keskin dikkat et” diye öğrendiği makasın sürekli arkasında hareket etmesinden huzursuz ellerime yapıştı ama itiraz da etmedi. Seri hareket eden abilere teşekkür edip neffis bir tramisu yemeye gittik. Sohbet ederken de çektiğim fotoğrafları babasına büyük bir hevesle gösterdi.
Saç deyip geçmeyin ve kesinlikle çocuğunuzun saçların siz kesmeyin. Bu onu çok üzebilir. Hele hele erkek çocuğu gibi kısacık kesinlikle kesilmesin, kimliği açısından da çok önemli bir detay elinden alınmış oluyor. Bırakın süslü olsun, kendine özen göstersin, farklılık katsın. Bir de saçlarını beline kadar uzatmadan arada kestirirseniz daha kolay olur işler. Bunu sadece ben söylemiyorum şimdinin büyümüş hanımları da söylüyor. Süsünüzün bol olduğu anneli kızlı eğlenceli günler sizin olsun.
Erkek Saçı İle Büyümek,