Çocuklar duygularını doğrudan aktaramazlar. “sanki yetişkinler aktarabiliyor da” dediğinizi duyabiliyorum…Yani arkadaşının yaptıkları övüldüğünde huysuzluğu boşuna değil, “beni de öv, benimle de ilgilen” demek istediğindendir. Veya annesinden ayrı çocuk, parkta bebeğini besleyen başka anneye öfkeli davranabilir. Bu; “benim de annem yanımda olsun, onu özlüyorum” demenin tepkisel halidir. Elbet küçüklerin iletişim şifrelerini çözmek kolay olmuyor. Anlam ve
Parkta, okulda çocukların birbirlerine en çok horozlandıkları veya üzüldükleri şeydir; yanlış anlaşılmalar sonucu arkadaşı tarafından yalan söylediğinin ima edilmesi. Kızımdan bilirim hemen gözler buğulanır, dudak sarkar ve “doğruyu söylüyorum ama bana yalancı diyor” diye atılır ileri kendini savunarak. Ben küçükken sanırdım ki yalan ağzımdan istemeden kaçacak birşey. Hatta Pinokyo’yonun burnunun yalan söylediği için uzaması hiç aklımdan çıkmazdı. Çocuklar genelde korktukları veya biran önce yap
Karanlık şeylerin çocuklara hitap etmeyeceği düşünürüz. Oysa çocuklar onları ürkütmezse karanlık şeyleri severler. Karşılıklı iki sandalyenin üstüne geçirilmiş çarşaftan çadırların içine fenerle girmeye bayılırlar. Veya karanlıkta parlayan iki çift kedi gözünün üstüne üstüne gidip kaçırmaya. Olmadı sen banyodayken ışığı kapatıp kaçmaya. Karanlığı kötü yapan şey orada gölgesi olan eşyaların, ağaçların, yaprakların büyüklerin bakışıyla şekillenmesidir. – Onlar canavar değil, ağacın dalı yavr
Seneler önce tanımadığım birisinden çok değerli bir yaklaşım öğrenmiştim. Kızım küçücüktü arabamız olmadığı için doktor kontrolüne taksiyle gidiyorduk. Tam gideceğimiz yere varmak üzereydik ki o küçücük beden inanılmaz bir performansla arabanın arka koltuğuna kusmaya başladı. Kuzum var gücüyle ağlıyor, adamın arabasını mahvettik şeklinde biz acayip mahçup, üstüm başım kusmuk içinde donup kalmışken taksi şöförü “olur böyle şeyler, çocuk o. Siz küçüğün randevusuna geç kalmayın, ben de bu arada ara
Bir çocuğun kendine güvenmesi nasıl sağlanır? Filmler; sağlam hikaye, başarılı bir yapımla muhteşem dünyalar sunuyor. Karakterleriyle özdeşleşirsin, onun gibi (hatta onun için) üzülür, sıkışıp kalır veya onlarda kendini görerek öz eleştiride bulunursun. Ben olsam ne yapardım?. Pek ben ne yapıyorum?. Kızımın okulunda, belirli zamanlarda özenle seçilen filmlerle ”aile sinema günü” düzenleniyor. Sezonu “Sözcüklerin Gücü – Akeelah and the Bee” ile kapattılar. İş sebebiyle gidemedim ama hemen a
Sadece Tombik Ayı’nın mı, bizim evdeki küçük hanımın da dişi sallanıyor. Her dakika “anne bak dişim sallanıyor” diyor ve alt dişlerinden birini sallayarak gösteriyor. İçim eziliyor, hatta o pirinç tanesini zorluyormuş gibi geliyor da bakamıyorum. “Yapma kızım, sen sallama, o zamanı gelince zaten bay bay diyecek sana” diyorum. Eli hep ağzında ya sökmeye çalışıyor, ya da düşüp kaybolmasından korkuyor. İnci dişi iyice yamulmuş bir elma ısırığına bakıyor. Yine de çok istediği için müdahale ediyormuş
Işığın resmini yapabilir misin? Peki, ya karanlığın? Yıllar yıllar önce daha kuzum portakalda vitaminken iş arkadaşım, adaşım (Trakya’da aynı isime sahip kişiler böyle der birbirine) Arzu, her yıl Müzeler Haftası’nda sırayla tüm saray ve müzeleri gezdiğini anlatmıştı. O zaman aklı bir karış havadaki gençler olarak dinleyen bizler şaşırmıştık niye ki diye. Cevabı çok duygusaldı. “Ben küçükken babamla böyle yapardık. Tüm müzeleri sırayla gezerdik. Büyüyünce de hiç aksatmadım, benim içi
Yeni ortam, yeni arkadaşlar, doktor ziyaretleri, farklı duygular, yeni kardeş, arada kalmalar ve korkular. Çocuğunuza bunda korkacak ne var demek yerine seçenekler sunmak ve konu hakkında konuşmak çok daha eğlenceli. Birkaç gün önce kuzucuğum orta kulak iltihabı oldu. Ve doktoru, antibiyotiği içmeyi reddettiğinden beş adet iğne yazmak zorunda kaldı. Kulak ağrısından ağladığı gece “sabah olsun hemen doktora gidelim” konuşmamıza hayııııır itirazları ertesi gün daha iğne lafını duyar duymaz korkuyo
Üç yaşında tatlı bir yeğenimiz var ve sinirlendiğinde küçücük ellerini yumruk yapıp sağ ayağını yere vurarak “ben kızgınlaştımmm!” diyerek duygusunu aktarıyor. Çok sevimli görünmesinin dışında kendi için yaptığı uyarı atışından dolayı bu küçüğe hayranım. Evet birisi sinirli olduğunda ya bir süre yalnız bırakırsın ya da onu sakinleştirmek için doğru hamleler yaparsın. Bu tarz uyarılar ilişkiler açısından çok değerli. Birkaç gün önce ben de küçük Sude gibi sinirlendim. Çok istediğim ama gerçekten