loading...
Üç yaşında tatlı bir yeğenimiz var ve sinirlendiğinde küçücük ellerini yumruk yapıp sağ ayağını yere vurarak “ben kızgınlaştımmm!” diyerek duygusunu aktarıyor. Çok sevimli görünmesinin dışında kendi için yaptığı uyarı atışından dolayı bu küçüğe hayranım. Evet birisi sinirli olduğunda ya bir süre yalnız bırakırsın ya da onu sakinleştirmek için doğru hamleler yaparsın. Bu tarz uyarılar ilişkiler açısından çok değerli.
Birkaç gün önce ben de küçük Sude gibi sinirlendim. Çok istediğim ama gerçekten çok istediğim bir arkadaş toplantısına katılacağım için acayip heyecan yapmıştım. Akşam iş çıkış saatine yakın artık son hazırlıklardaydım ki kuzum aramış ve üzerinde çoktan anlaştığımızı sandığım konuda gene ağlayarak ısrarcı davranmıştı. Kişinin kendinden bile önde kuzusu gelir diyerek programımı iptal ettim. Eve girdiğimde destek gerektiren kriz tablosunun çoktan uçup gitmiş olduğunu gördüm ve sevinemeden içimde kocaman kabaran bulutlar eşliğinde bıcırdamaya başladım. Her can sıkıntısında aynı konunun bahane edilmesinden, yok yere beni telaşa sürüklemelerinden ve daha bir sürü kendimce sebeplerden dolayı çok çok sinirlenmiştim. Sude gibi iki elimi yumruk yapıp ayağımı yere vurmasam da “böyle böyleyken, siz böyle davrandınız ve bu bana hiç iyi gelmedi. Annenin de desteğe ihtiyacı oluyor ve zorlu bir hafta geçirdim, bu sebeple o program benim açımdan önemliydi. Bunu sizin düşünmeniz için ne yapılmalı falan falan falan” tarzında sıraladım içimdekileri. Baktım sinirim geçmiyor elimin altındaki “sinirlerine hakim ol” kitabını aldım ve burnumdan solurken okumaya başladım. 3 yaş üstü için hazırlanmış olsa da, kendimi 3 yaşında hissetmesem de birkaç sayfa sonra nefesimin yavaşladığını ve rahatladığını fark ettim. Kuzum elimdekinin içeriğini bildiği ve işe yarayacağından emin olduğu için sabırla kitabı bitirip onun eğlencesine dahil olmamı bekledi. Aslında daha çok üzüntümün geçmesini. Plan yapılıp iptal edildiğinde veya kurduğu hayalin tersine bambaşka şey yaşandığında çocuklar da böyle hissediyor. Çünkü içinde olduğum duygu gibi hayal kırıklığına uğruyorlar.
Kitabın girişi çok tatlı.
Sinirlendiğim Zamanlar.
Sinirlendiğim zaman, ailem öfkeme yenik düşmemem gerektiğini söylüyor; çünkü sonradan pişman olacağım şeyler yapabilirmişim. Vurmak, tekme atmak ve bağırmak gibi. Ama bunu yapmak bazen zor.
Evet, benim açımdan da kolay olmasa da neyse ki kimseye tekme atmadım, vurmadım ve hatta bağırmadım. Ama duygularımı küçük ve büyük çocuğun anlayacağı şekilde aktarmaya gayret ederek söylendim.
Bu kitap; kardeşi oyuncağını kırdığında, toplamak için uzun zaman harcadığı kartların üstüne istemeden süt döküldüğünde ya da oyun arkadaşlarıyla tartışınca nasıl davranılması gerektiğini çocuğun diliyle okuyana da çok iyi gelecek sadelik ve akıcılıkta aktarmış.
– Sinirlenme! Buna değmez
– Kavga etmeden önce düşün
– Özür dile
– İyi ol
– Unutma, herkes hata yapabilir.
Sayfaları çevirdikçe keyfim iyice yerine gelmiş hatta kuzumla birlikte arkasındaki gölge etkinliğini yapmıştık. Kızmak/öfke duymak, sevmek, mutlu olmak, heyecanlanmak gibi doğal bir duygu. Onu sevimsiz yapan sinirle ortaya koyduğumuz tepkinin kendisi. Öfke duymak yanlış bir şey değil. Öfkeyle yanlış şeyler söylemek, asıl konunun dışında geçmiş konuları da içine alacak şekilde genelleme yapmak, karşındakilere zarar vermek yanlış. Sinirlenme sebebini açıklamak bazen yeterli gelmeyebilir. İşte o zaman ya ortamdan uzaklaşılmalı, ya birbirine sarılmalı veya iyi gelecek şeylere yönelmeli. Bana bu kitap iyi gelmişti. İşte Sinirlerine Hakim Ol bu konuda örnek gösterebileceğim doğru bir kaynak. Bu arada çocukların sebze yemekten, oyuncak toplamaktan ve erken yatmak gibi şeylerden böylesine hoşlanmadıklarını tekrar okumam iyi oldu. Yatma saati bizde tam bir pazarlık mevzusu oluyor.
Ayrıca çok üzgün veya sinirli olan çocuğun zaman zaman ağlayarak rahatlamasına da izin verilmeli diye düşünüyorum. Kuzumun 2-3 yaşlarında istediğini tutturmasında veya eşyasını arkadaşından sakınmasında ağlama, bağırma eyleminin daha baskın olduğunu hatırlıyorum. Tabi rekabet vb konular da onların bu davranışlarını besliyor. Ama yavaş yavaş hareketler duyguları anlatan sözlere dönüşüyor. Bazen yetişkinlerin dünyasındaki kurallarla çocukta fazla yükleme/endişe olabiliyorlar ve bu onu gergin hale getirebiliyor. Özellikle kış aylarında yaza oranla daha çok kapalı alanda kalmak mecburiyetiyle olumsuz enerjilerini aktiviteyle harcayamıyorlar.
Resimler yumuşak tarz ve oldukça renkli yapılmış çocukların ilgisini çekecek güzellikte. Kitap sıkça karşılaştığımız oyun gruplarındaki anlaşmazlıklara yaklaşım tarzı için de iyi bir yönlendirici.
Tübitak Popüler Bilim Kitapları bünyesindeki kitabın orjinal adı Don’t Get Angry
Ölçüsü ve sayfa sayısıyla (37 sf) oldukça dolu dolu ve satış fiyatı içeriğiyle değerlendirilince gerçekten sembolik.
Yazan: Berta Garcia Sabatés
Resimleyen: Armelle Modéré
Çeviri: Emine Geçgil
Tavsiye ediyorum:)
Sinirlerine Hakim Ol,