loading...
“Anne eli değmiş gibi” tüm duyguyu veren dolu dolu bir tanımlama. Reklamlardan da tanıdığımız bu cümle benim için ilkokuldaki özel bir anın etiketidir. Annemin ellerinde şekillenen iki renkli kurabiye, hatırladıkça içimi sıcak bir dokunuşla okşayan, çocukluğun getirdiği huzurunu hatırlatan tatlı bir esinti gibi. Gözümde ağır ağır canlanan birkaç dakika çok nettir. Haftanın belirli zamanlarında mis gibi kokusuyla bahçemize kadar yayılan, sonra her canımız çektiğinde koşar adımlarla yanına gidip gözle seçtiğimiz, sepetin içinde bizleri bekleyen iki renkli kurabiye. Gerçekten tadını çıkartarak afiyetle yediğim ve bundan çok büyük keyif aldığım, içinde özel süslü hiçbir malzeme olmasa da annemin bizim için yapmasının yeterli olduğu kurabiye. Nasıl yapıldığını merak ettiğimden anneme sormuştum. Tamam hamur kısmını tahmin edebiliyorum az çok. Un süt yumurta her neyse işte. Çocuk kafasıyla asıl ilgilendiğim rengi ve şekliydi. Adım adım anlatarak yaptı canım benim sonra ikiye ayırıp kakao katarak yoğurduğu hamurlardan küçük birer parça alıp yanyana koyarak avuçlarının içinde hızlıca yuvarladı. Ellerini açtığında ortaya doğru sarmal şekilde kıvrılarak birbirlerinin etrafında dönen açık ve koyu renkler gözlerimin açılmasına sebep olmuştu. Gösteriyi sonlandıran tek bir bastırma hareketiyle kurabiyeler tepside yerlerini aldı. Gördüğümüz şeylerden hangilerinin bizleri çok etkileyeceğini ve hatta hayal gücümüzde kocaman bir kapı aralayacağını bilemeyiz. Fakat annemle paylaştığım o süre hayatım boyunca hatırladıkça mutlu olmama yeten, sade bir şeyi nasıl özel yapabileceğimi gösteren harika bir örnekti. Kakaolu/sade kurabiye, kek gibi mamalar beni koca bir gülümsemeyle anında annemin yaptığı renkli kurabiyelere götürür. Bu hep böyle olmuştur…
Canım annemle iki renkli kurabiyeler var zihnimde, canım kız kardeşimle de hayvanlı kurabiyeler oldu. Yeğenini sevindirmek için küçük damağına uygun tariflerle yaptığı bir kutu dolusu şekilli kurabiyeleriyle ziyaretimize gelmişti. Kurabiyeleri görür görmez “fotoğrafını çekmeliyim, amannıııın çok güzeller” diye fırladım yerimden. Fakat aile toplantısı olan buluşmamızda makinemle geri geldiğimde bomboş kutuyla karşılaştım. Nasıl yaaa derken “sonuncusunu da Defne’ye verdim abla” dedi. Kuzumun yanına gittiğimde elinde adamlı kurabiye vardı ancak bir bacağı eksikti. “Nerde kızım kurabiye adamın bacağı” sorusuna da ağzını kocaman açarak cevap verdi. Şekilli kurabiye fikri beni öyle mutlu etmişti ki sonrasında Eminönü’de pastacılık malzemeleri satan mağazaya gidip hevesle bir sürü kalıp aldım. Kalıplar, tarifler derken ben de evimize neşe katmak için fırsat kolluyordum. Kızımın doğum günü en uygun zamanlamaydı ve yaparken benim, yerken küçüklerin hoşuna giden kalpli, çam ağaçlı, kelebekli, tavşanlı bir sürü kurabiyelerimiz oldu.
Anneler Günü’ne özel kurabiye tabağı yaptım
Anneler Günü’nde ailemizin yanındayken burnuma gelen kurabiye kokusuyla çocukluk anılarımla birlikte ben de harekete geçtim. Bu sefer annecim için ben kurabiye yapacaktım kalpli, çiçekli. Sevgimle birlikte dalgınlık, unutkanlık ve telaş ta katmış olacağım ki daha önce pratik bir şekilde yaptığım kurabiyeleri tam üç defa tekrar etmek zorunda kaldım. İlkinde kömür gibi yandılar, ikincisinde şekeri unuttum ve nihayet üçüncüsünde kuzucuğumun küçücük elleri de dokununca oldular. İkinci denemede sonunda “bırak işte başka zaman yaparsın tadını tutturamayacaksın bile” iç sesine karşılık amacımı hatırlayıp vazgeçmedim. Anne olarak sevdiğini mutlu etmek için aksiliklere karşı ne kadar da sabırlı olunabileceğini bir kez daha anladım.
Küçükler için günlerce tazeliğini koruyan şekilli kurabiye tarifi
Malzemeler: 1 yumurta, 125 gr tereyağı, 1 paket vanilya, 1 paket kabartma tozu, yarım su bardağı pudra şekeri (kolayca 150 gr’lık Dr.Oetker Pudra Şekeri kullanıyorum), dövülmüş fındık, ceviz, tuzsuz badem karışımı veya tek tek hali (+ birkaç tane kuru üzüm, ince ince portakal kabuğu rendesi ya da küçük küçük doğranmış kayısı versiyonları da güzel oluyor). Ben evde hangileri varsa onları 2-3 yemek kaşığı olacak kadar blendırdan geçirip hazırlıyorum. En son alabildiğine un (6-7 yemek kaşığı ile başlayıp yoğurdukça hamurun kıvamına göre un ekliyorum). Şu alabildiğine sözünü duyduğumda şaşırmıştım. Ama sonra hamurun kıvamına göre ekledikçe ne demek istendiğini anladım. Bu malzemelerle kabaracağı için birbirine dokundurmadan iyi bir dizilimle mini fırın tepsisinin tamamı doluyor.
Yapılışı: Oda ısısındaki margarini bir kaba alıp üzerine yumurtayı kırıyoruz. Çatalın sırtıyla ezerken kabartma tozu ve vanilyayı sonrasında pudra şekeri ve unu da ekleyip yoğuruyoruz, içine fındığı ekleyip (2-3 yemek kaşığı yeterli oluyor) biraz daha yoğurup kalıpla kesilecek (kulak memesi) kıvama getiriyoruz. Düz bir yüzeyde altına çok az un serperek merdane yardımıyla yarım cm kalınlıkta olacak şekilde açıyoruz (parmaklarımı kullanarak açmak daha kolay geliyor) açtıktan sonra kalıpla şekiller kesiyoruz. Şekilli kurabiye yaparken biraz zamana ihtiyacınız olacak. Çünkü kalıpla şekilleri yaparken aralardan/kenarlardan artan hamur parçalarını birleştirip tekrar tekrar kalıpla kesiyoruz. Fırın kağıdı serilmiş tepsimize kurabiyeleri diziyoruz (ben tepsi kurtarıcı diyorum bu fırın kağıdına) 175 derece önceden ısıtılmış fırında hafif kızarıncaya kadar pişiriyoruz. Evet normalinden biraz daha fazla zaman alıyor ancak kesinlikle buna da değiyor.
Mutlu eden anılar kazanmanız dileğiyle.
Not: Süslenebilir kurabiye üzerine bal, reçel gibi tatlardan sürün ve küçüklerin dilleriyle nasıl yalayıp yuttuklarını seyredin.