loading...
Farklı işyerlerinde çalıştıkça yeni dostluklar kurma imkanı buluyorsun. İş yerini temsil eden anıların neredeyse tamamı birlikte yapılan organizasyonlardan oluşuyor. Zaten mekanları anlamlı kılan da insanlardır…
İş arkadaşlarımla görüşmelerim iş ortaklığı sona erse de devam etti. Ancak lise yıllarındaki arkadaş grubumuzla her şekilde bağlıyız. Birlikte okuduk, birlikte üniversite yıllarını yaşadık, birlikte evlenerek çoğaldık ama bir çoğalma daha var ki, sevdiğinin sevdiği şeklinde, kıymetli oluşu bambaşka.
Aslı ve Bilal arkadaşımızın kızı Zeynep’i ilk Yıldız Parkı’nda annesinin karnında tanıdım. Daha sonra dünya tatlısı Zeynep’e (düğün davetiyemizi vermek için yaptığımız ev ziyaretinde) resmen aşık olmuştum. Şimdi o tatlı bidikler kardeşi Ayşe ile çift oldu. Doğar doğmaz saçlarına toka takılası uzunlukta güzeller. Sevgiyle kucaklıyorum ikinizi de.
Sonra Güray ve Özden arkadaşımızın süper fotojenik ve sıcak kanlı oğluşu Deniz. Özlem ve ben evlerine ziyarete gittiğimizde yatağında uyuyan mini minnacık bir bebekti. Bir aylık bile değildi ve sonrasında yürüyen, bıcır bıcır konuşan, gülen bir dahi çocuk oldu. Fotoğraf makinesi gördüğünde farklı pozlar veren ve rahatlığı ile insanı mutlu eden harika küçük adam.
Yelda ve Yusuf arkadaşımızın kızı (Facebook’tan gördüğüm kadarıyla) okul gösterilerine katılan dünya tatlısı bir küçükhanım. Yelda ve eşinin zorunlu İstanbul görevi sırasında iki kere buluşma fırsatımız olmuştu. İyi ki de olmuş… İlk buluşmamızdan sonra hep birlikte Taksim- Beyoğlu’nda yürümüştük. Şimdinin genç kız adayı o zamanın kıvır kıvır saçlı tatlı bıcırığı o kalabalıkta hem tek başına yürümek istedi, hem de korkusunu da gizleyemedi. Yürürken ayakları yerdeki kanalizasyon kapağına denk geldi. O minicik papiler aniden kapağın üstüne basmamaya çalışarak kendini frenledi. Evet zemindeki “şey” zemin taşlarından farklıydı ama neydi? Anlamaya çalışarak annesine baktı. Yelda ‘bas kızım’ sözleriyle onu ikna etti ve sonrasında yol boyu hiçbir kapak gözden kaçırılmadan, tek tek hepsinin üstüne basılarak işaretlendi.
Banuş’umun düğününde de doğumunda da çok duygulanmıştım. Düğünde salona ilk girdiği o anda göz yaşlarıma hakim olamayıp ağlamıştım. Kuzey’in doğduğu gün de aynı heyecanla jet hızıyla hastaneye gittiğimde dayanamayıp Kuzey’in sol elinin eldivenini çıkartıp parmaklarına bakmıştım. İnanılmaz güzellikte ve minicikti. Daha önce hiç yeni doğmuş bebeğin ellerini o kadar yakından göremediğimden resmen etkilenmiştim.
Banu’şum her ziyaretimde heyecanlı şekilde bana bebek bakımıyla ilgili bilgiler aktarıyordu. Ama içlerinde unutamadığım Kuzey’in banyo yapmasına seyirci olduğumuz o andı. Serkan’ın elinde karnı üstünde duran minik adam ellerinin parmaklarını olabildiğince açmış öylece kıpırdamadan, hatta çaresizce duruyordu ve öyle güzel bir andı ki keşke hafızam ömür boyu saklayabilse o görüntüyü.
Emine ve Ahmet kardeş hazinelerini çiftleyen şanslı arkadaşlarımızdan. Sahip olduğumuz güzelliklerin rüya mı gerçek mi olduğuna bazen inanamıyorum. Hala lisedeymişiz gibi gelen çok zamanlar oluyor. Banu, Serkan, ben ve Güray, Efe kuzumuzu ilk ziyaret ettiğimizde 25 günlüktü ve minik adam şimdi kardeşi Emre’ye abilik yapıyor. Emre’nin Defne ile tanışma anı görülmeye değerdi. Güray’ın dediği gibi çocuklar birbirlerine, yaşlılar bebeklere karşı duyarsız kalamıyor. Efe, Emre ve Defne’nin karşılıklı birbirlerine verdikleri mesajları hiç bilemeyeceğiz. Ancak onlar sözcükleri kullanmadan harika anlaşıyorlar.
Kıdemli ebebeyn olan Semra ve Ahmet çiftinin akıl küpü oğluşu Onur’un maceralarını arkadaşlardan epey dinlemiştik. Gene baba oğul araba yıkama servisine seyirci olarak ziyarette bulunuyor musunuz? bilmiyorum ama bizim yakınlarda sizi ziyaret etmemiz gerek. Dostlar çok az görüşsek te hep aklımızdasınız bilesiniz:) (fotoğrafınız olsaydı da ekleyebilseydim:( )
Şubat ayında kıymetli bir misafirimiz daha aramıza katılacak. Zerrin ve Mesut arkadaşlarımızın oğluşu. Küçük prens seni sabırsızlıkla ve sevgiyle bekleyen bir sürü sabırsız kol var. Hazır olduğunda “hoşgeldin partisi” yapacağız 🙂
İleride birbirimize başka konularda da tanıklık edeceğiz. Dostlarımızın varlığıyla kendimizi nasıl yalnız hissetmediysek dilerim çocuklarımız da kardeşlikleri sayesinde yalnızlık hissetmeden büyüyecekler.
Büyük Aile,