loading...
3,5 Yaş Kontrolünde/Mikrop Florası ve Kıl Kurdu
Okula başlayan çocuk neden daha fazla hasta olur, vücut florası nedir, nerelerimizde bulunur, bize zararı var mıdır? Bağırsak kurdu nasıl takip edilir, bağırsak kurdu hangi yollarla bulaşır?
Öncelikle Ölçüleri vermek istiyorum:
Kilo: 17 kg
Boy: 102,5 cm / Kuzunun boyu 3 cm uzamış ancak 8 ayda sadece 400 gr kilo almasından memnun olmadık.
Şikayetlerimiz; Yüksek ateş, burunda tıkanıklık ama akıntı yok, balgamlı öksürük ve öksürükle ortaya çıkan kusma. Bir önceki gece yüksek ateş sebebiyle sayıklayarak bizi epey korkutmuştu. Yemek yiyemiyor, yedirdiğimiz birkaç kaşığı da hemen çıkartıyor ve karnının ağrıdığını söylüyordu ama ishal değildi.
Muayine de kulakların ikisi de kırmızıydı neyse ki boğazı temizdi. Kulakların ikisinin kırmızı olması kusma durumunu tetikleyebiliyor. Ayrıca ishal de olabilir diye uyarıldık.
Tüm bu şikayetlerin olduğu öyle çok çocuk vardı ki doktorumuz şaşırmamıştı. Tam gün gittiği yeni bir okulumuzdaydık. Konu okula gelince bu sene de hastalanmaya devam edeceğini öğrendiğimde bir miktar hayal kırıklığı yaşamıştım. Çünkü her yeni yıl allerjimizle birlikte hastalıklarımızın da biteceği beklentisi artmaktaydı. Aslında geçen yıl tam gün ana okuluna gitmişti ve bağışıklık siteminin artık bu bol çocuklu okul ortamına alıştığını varsaydığımızı dile getirmiştik ve böylece önemli bir şey daha öğrenmiştik. Okul değişir, hastalık rutini de değişir.
Vücut florası nedir?
Her birimizin mikrop florası* var ve bulaştırma yoluyla herkes birbirini hasta ederken bünye zamanla buna alışır. Bir süre sonra aynı ortamda mikroplardan etkilenmemeye başlıyor. İşte kilit nokta burada; yeni okul yeni süreç demek oluyordu.
Her karın ağrısı kurt mudur?
Okula giden kuzularda karın ağrısı sık rastlandığı için kızımda kurt olabilir mi diye şüphelendik. Aslında tahlil yaptırılarak öğrenilebilir ancak çok yoğun olunca seçip alınıyor ve doğal olarak bir seferlik takipte sonuç temiz çıkabiliyor ama bu olmadığı anlamına gelmiyor. Peki biz evde nasıl takip edebiliriz. Öncelikle uyanır uyanmaz yataktan kalkmayan kuzunun poposuna (kaka yaptığı yere) bir hafta boyunca büyüteçle yakından bakabiliriz. Eğer beyaz noktacıklara rastlanıyorsa ki onlar yumurtadır kurt var demektir. Eğer varsa doktorumuzu bilgilendirip tedaviye başlayacağız.
Tabi kaşıntı ile yediklerinin bağlantısını da takip etmek gerekli. Bol tüketilen portakal, mandalina gibi asitli yiyecekler sebep olabiliyor…
Kurt nasıl bulaşır?
Oldukça bulaşıcı olan bu parazitler çocuktan çocuğa geçebildiğinden en çok ortak kullanımlı alanlı okullarda yayılabiliyor. Kaşınan popo, etrafa sürülen eller, heyecandan ve dikkatin başka noktada olmasından dolayı yıkaması unutulan veya şip şak yıkanıp çıkılan eller bulaşıcı her parazitin en sevdiği ortam. Bulaşıcı çünkü; tırnak arasına yerleşebiliyor, yatak çarşaf vb yerlere uzun süre barınabiliyor ve 6 saat gibi kısa sürede yumurtadan çıktığı için hızla yayılabiliyor. Öncelikle karın ağrısı, popo kaşınması ve hatta geceleri uyanma, halsizlik gibi daha ileri boyutta şikayet varsa çocuk takibe alınmalı. Ayrıca tüm çamaşırları, yatak çarşafları yüksek ısıda yıkanmalı. Ortamdaki banyo tuvalet temizliği düzenli olmalı ve küçüğün iç çamaşırı günlük değiştirilmeli. Tırnaklar kısa kesilmeli. Tabi bu derin kesilmeli anlamına gelmeli. Tırnak aralarındaki kirleri temizlemek için ince fırça kıllarının olduğu sevimli fırçalar var. Biz koyun şeklindeki küçük fırçadan epey destek görüyoruz.
…………………………………………
Neyse bu sevimsiz konudan uzaklaşma zamanı geldi. Devamında 1 yaşından sonra kesilmesi gereken gece süt içmeleri için kuzuma minik tatlı bir konuşma yapmak zorunda kaldı doktorumuz. Bu hem dişlerimizin çürümesine sebep olur, hem de reflüye yol açabilir. Ayrıca gece uyanmalarımızı önlemek için günlük sütten tekrar keçi sütüne geçiş yapmamız gerekiyor. Odasında yoktu ama varsa peluş, kaz, kuş, battaniye, halı, yün tüm malzemelerin olmaması ve nem kontrolünün yapılması gerekiyor. Odanın nemi 30-50 ve hatta ihtiyacı varsa biraz daha fazla olmalı. Aslında alışkın olduğumuz bir durum kaloriferler yanmaya başladığında aktif olan burun tıkanıklığı kaynaklı şikayetler…
O dönemler sık sık kabusla uyanıyordu odanın içine korkmuş şekilde göz gezdiriyor, bazen bahçe kapısına sabitlenip kalıyordu. Saman adamın kapıdan veya pencereden geleceğinden bahsediyordu. Aslında seyrettikleri konusunda çok dikkatli davranıyorduk ancak hikaye kitabının arkasındaki korkulukla sevimsiz bir sahneyi birleştirmiş kendisine korktuğu saman adamı yaratmıştı. 2 yaşındayken odasına sızan sokak lambasının ışığından şikayetçi oluyordu devamında odasına ışık istediğini söyledi. Birlikte en sevdiği renk olan mor bir uğur böceği seçtik fakat huzursuz uyanmalar aynen devam etti. Doktorumuz saman adamın mor ışıktan korktuğunu eve giremeyeceğini ve girmek istesede kafasını cama toslayıp geri gideceğini anlattı. Hatta bize minik bir tiyatro gösterisi sundu. Gerçekten de kısa bir süre sonra saman adam konkusu uçup gitti. Bir süre sonra mor oda ışığını kendisi çıkarttırdı.
Sonuç olarak burnumuzu kahverengi damla ile açık tutacağız, ağızdan bol çinkolu, A, B, C vitaminli neffis tadı olan toz vitamin verildi. Burundan 2 puflu ve gece yatmadan önce içtiği allerji ilacımıza tekrar başlandı. Balgamın yapışkanlığını ve yoğunluğunu azaltarak atımına yardımcı olan şurup ve öksürük şurubumuzu alıp “bay bay”larla ayrıldık…
Günün özeti;
Sevginin yanı sıra otorite de gerekli.
Neden bunu söylediğimi de açıklamak istiyorum. Çocuk hasta, mutsuz ve huysuzun önde gideni. Muayine olmaya yanaşmıyor ve hatta kıyafetlerini çıkartma konusunda direniyor. Anne sürekli açıklama yapmaya çalışıyor. Çocuk kendini daha çok ortaya koymak için itirazlarını yükseltiyor ve süreç uzayıp gidiyor. Sonra kararlı bir ses adımları anlatıyor. Ağlamayı durdurmasını başının çok ağrıdığını ve ağlamadan muayine bitince ikramlarının olduğunu net bir şekilde aktarıyor. Pratik bir şekilde hızlı ve küçüğü bilgilendirici anlatımlarla muayine bitiyor ve istediği renk balon sunularak verilen söz tutuluyor. Kısa ve etkili bir demo. Evet çocuk hasta olunca anne zaten üzgün oluyor, kalbi küçükle birlikte atarken hafif ağlak moduna bile girebiliyor. Buna kapılmamak için geriye doğru çekilip işe yarar-yaramaz hareketlerin analizini yapmak gerekebiliyor. Bu ziyaretimizde izlediğim buydu ve çok işe yaradı.
Vücut Florası nedir?
* Flora neredeyse bütün bir yazı konusu ama genel olarak aktarmaya çalışırsam; vücudumuzda kalıcı ve geçici olmak üzere iki tip flora varmış. Hava, beslenme ve temas ile karşılaşılan mikroorganizmaların bazıları vücudun deri ve kıvrımlarına, ağız ve boğaza, buruna, göze, üst solunam yollarına, sindirim kanalına ve genital organlara yerleşirmiş. Mikrop florasının çeşitliliği yaşa, hormonlara, sağlık durumuna ve kişisel hijyenik duruma göre değişiklik gösteriyormuş. Bu floralar sadece zarar veren değil hatta bazı durumlarda yararları bile varmış. Yeni doğanın ekstra dikkatle çevreden uzak tutularak korunması onların steril doğması ve hava, temas vb fatörlerdeki mikroorganizmalara karşı açık/savumasız olmasından. Tabi zamanla bağışıklık sistemi gelişiyor… Geçici floralar bir süre sonra yok olmakta, kalıcı floralar ise ortadan kaldırılsa bile tekrar ortaya çıkmaktaymış. Bunların arasındaki denge bozulmadığı veya vücudun bağışıklığı (savunma sistemi) zayıflamadığı sürece hastalığa yol açmazlarmış. Bulundukları yerdaki sayıları artarsa, dokuya yayılır veya başka bir yere taşınırlarsa hastalığa yol açabiliyorlarmış.
Prof.Dr.Cumhur Özkuyumcu konu hakkında görseller ve anlatımıyla başarılı bir unum hazırlamış. Ben mümkün olduğunca özet şeklinde yansıtmaya dikkat ettim.
http://hacettepemikrobiyoloji.com/ogrenci/cumhur/NormalFlora-gida.pdf
Sevgiyle kalın:)