loading...
Uçurtma müzesinde çocuk olalım, bulutlara çıkalım
Küçük kızımın yaptığı resimle Uçurtma Müzesi gezisinden ne kadar çok etkilendiğini farkettim. Resimde Emre, Efe, Defne olarak üç kafadar bir tane uçurtmayı koşar adım uçuruyor. Öyle detaylı hayal etmiş ki uçurdukları anı kendisi için şöyle de bir tanımı bile oldu “Defne’nin saçları yüzüne gelmiş”. Görüyoruz ki rüzgar çok sert ve bu rüzgarda gösterişli kuyruğunu sallayan kocaman gülüşlü uçurtma çocuklar kadar mutlu.
Ben de arkadaşımın tavsiyesiyle öğrenmiştim Üsküdar’daki bu müzenin varlığını. Ziyaret fırsatı bulduğum Oyuncak Müzesi, Dinozor Müzesi gibi farklı müzelere bir de Uçurtma Müzesi eklenince resmen çocuklar adına sevindim. Yaz sezonu bitmeden, kış gelmeden açık alanın tadını çıkartırcasına çocuğunuzla birlikte uçurtmanızı yapın, süsleyin, üstüne resimler yapıştırın ve uçurun. Kuzunuz o uçurtmayı yönlendirerek ipini çekiştirip koştururken yüz ifadesini izleyin ne kadar keyif aldığını göreceksiniz.
Uçurtmadan hiç kopmadım, benim için uçurtmanın yeri bambaşkadır. En cılız rüzgarda bile eğlence olması için şeytan uçurtma diye bilinen kağıttan üçgen uçurtmayı yapıp arkamızda 2-3 metrelik ipin ucunda sağa sola savurup dururduk. Kanımca birçok çocuğun ilk mühendislik temelleri kağıttan uçurtma yaparken “ipini öyle değil böyle bağlarsan acayip uçuyor”, “yok yaaaa bak sen bi de kuyruğunun ucuna küçük bir sopa bağla da gör ne kadar dengeli uçuyor” gibi bilgi akışlarıyla atılmıştır.
Uçurtma; kendi ellerinle yaptığın, uçururken can olan rüzgarını ciddiyetle takip ettiğin, uçurtma akrobatik hareketlerle elektrik telleri ve ağaçlara kaptırmamak için çabaladığın, takılanı indirmek için sabırlı olduğun, özgürlük, heyecan ve eğlence demektir. Hani herkes için önemi hiç değişmeyen hatırlatıcı çocukluk simgesi vardır ya işte benimkisi uçurtmadır. 6 tane çıta alınır, ortadan birleştirilip iple sabitlenerek gövde oluşturulur, ince ama yırtılmayan naylon dikkatlice çıta uçlarına gerilip tek tek iple sarılarak bağlanır, sırma saç edasıyla tek tek elle dizilerek yapılan uzun kuyruk ve iki yandan denge ve gösteriş için sarkan uzun yeleler yapılır. En son da kopmayacağını umut ettiğin sağlamlıkta ip bağlanır. O ipin paranın yettiği en uzun haliyle kolay tutulması için biraz kalınca ağaç dalına çapraz sarılarak yeniden hazırlanışı.
Diyelim ki kuyruğu süslemek için malzemen yetmez ve kuyruk istediğin uzunlukta olmaz ise market poşeti bulunup ince ince kesilerek kaynak oluşturulurdu. Hiç unutmuyorum ortaokuldaydım abim hararetle bir uçurtma yapmıştı kendine hatta öyle büyüktü ki acaba uçar mı diye bile düşünmüştüm. Onu havalandırdı ve beni çağırıp “baaak “diye gösterdi. Çok yükseğe havalanmış neredeyse bulutların arasından bize bakan uçurtmanın gövdesinde adımın baş harfi olan kocaman bir A harfini gördüğümde ağzım kulaklarıma varmıştı. Canım abim uçurtmayı aslında benim doğum günüm için yapmış. En en kıymetli hediyemdir benim.
Abimin de bizim de arabamızda mutlak bir uçurtma vardır. Ailemin yanında toplandığımızda abimin tıpkı çocukluğundaki gibi açık arazide elinde uçurtma ipi kafası yukarıda oradan oraya koşturan heyecanlı hallerini seyrederim. Kuzuma sevdiği karakter resimlilerinden alıyoruz ve dedesinin çiftliğinde gönlümüze göre uçuruyoruz. Büyük keyif ve hiç solmayacak güzel anılar.
Uçurtma kültürü sadece bize ait değil, özellikle Uzak Doğu’da ve festivallerin ana konuğudur. Konseptli devasa, renkli hatta üç boyutlu olanları hayranlık uyandırıcı. Onlardan birkaç tanesini Uçurtma Müzesi’nde yakından görme fırsatı bulabildik. Müze’nin kurucusu Mehmet Naci Bey 1991 yılından beri uçurtma üretimi, yaygınlaştırılması ve tanıtımı için resmen kendini adamış. Müze sergi ve atölye olmak üzere yan yana iki mekandan oluşmakta. Size tek tek bilgi verdiğinde görüyorsunuz ki dünyanın dört bir yanından gelen binlerce uçurtma koleksiyonuna sahip. Müze aynı anda 64 çocuğumuza uçurtmaların tanıtımını yaptıktan sonra çıtalarla uçurtma yapımını gösterebildiği güzel bir ortama sahip. Ayrıca kendisi öyle kibar ki gittiğimizde kapı üstünde verdiği numarayı arayıp ziyaret etmek istediğimizi belirttikten iki dakika sonra güler yüzle karşıladı bizi ve tek konuk olan kızıma tüm uçurtmaları hikayeleriyle anlattı.
Sadece uçurtma tanıtıma yapmayan müze sosyal projelerde hiç bir ücret almadan ekibiyle birlikte tüm organizasyonu kurgulamakta. Ayrıca, kurumsal temalı uçurtma imalatı, uçurtma şenlik yarışma ve festivallerinin düzenlenmesi, ailelerin çocuklarıyla birlikte gittikleri mekanlarda uçurtma atölyeleri, yine dinlenmek, eğlenmek için çıkılan tatillerden 3 yaş üstü küçüklerin kendi uçurtmalarını üretmenin mutluluğunu yaşamaları için otellerde uçurtma atölyeleri düzenlemektedir. Pek çok anaokulu ve kurumlar da çocuklarına böyle bir etkinlik düzenleyerek unutulmaz bir gün yaşatabilirler. Farklı promosyon malzemesi düşünen kurumsal şirketlere de duyurulur; Rüzgarla havalarda dans eden uçurtmanın olmazsa olmazı ve ilk akla geleni çıtası, ipi, makası, bandı ve kuyruğunun bir arada olduğu uçurtma malzeme torbasıyla “kendi uçurtmanı kendin yap” diyor Uçurtma Atölyesi. Şimdi bile hediye olarak uçurtma alsam çok mutlu olurum.
Yurt içi ve dışı birçok etkinliği düzenleyen ve daha pek çok güzel projeye imza atmak için planlar yapan Uçurtma Müze’si uçurtmayla ilgili aktardıklarıyla kuşakları birbirine bağlamaktadır.
Peki nerede bu Uçurtma Müze’si?
Açık adresi aynen şöyle; Aziz Mahmud Hüdai Mah. Uncular Cad. Bakıcı Sok. No:12 / Üsküdar. İletişim bilgileri: + 90 216 553 23 37 / + 90 532 616 14 66 / mehmetnaciakoz@ucurtmadunyasi.com
Boğaziçi Köprüsü’nden, Kadıköy ve Ahmediye istikametinden, Bağlarbaşı ve E5 üzerinden gelecekler için krokilere www.ucurtmadunyasi.com adresinden ulaşabilirsiniz.
Kişisel girişim, birikim ve enerjisiyle kurulan müzenin Türkiye ve dünyaya yaygınlaşmasını diliyorum. Yavrunuz kadar siz de mutlu olacaksınız, mutlaka gezin 🙂
Uçurtma Dünyasına Ziyaret,