loading...
Medyanın toplumla ilişkisini ne belirliyor? Biliyorum konu bir dokun bin ah işit niteliğinde ama az biraz bıcırdıycam.
Medya dendiğinde en cıngıllı olan TV gelir ilk sırada. Ekranların şimdilerde yaşamımızdaki konumunu hiç sevmedim. Eve girer girmez temiz hava için cam açar gibi ilk hareket TV açılmasını, onun arkada vıdı vıdı her lafa karışan olmasını ve bangır bangır dakikalarca süren reklamların yaklaşımını. “Saçların güzelse sen de güzelsin”, “makyajın tamsa insan içine çıkabilirsin”, “herkesin gözü üzerinde podyumda gibisin nasıl göründüğüne dikkat etmelisin”. Çocuklara yönelik hazırlananlardaki “mutlaka (ananızdan-babanızdan) isteyin, eğlenmenin tek yolu bunlar” vurgusu da oldukça kulak tırmalıyor. Bunları duyunca sinir oluyorum yuh diyorum. İnsana zorla “acaba” dedirteceksiniz…
Acaba ben mi çok gıcığım, hassasım konuya diye düşünürken elimdeki kitapta medya-toplum yönlendirmesi için birkaç satır okumak hoşuma gidiyor. Evet medya ağzını açınca toplumun ihtiyacı olandan ilerler. Onunda reyting ve başka beklentileri var. Ama sorumlulukları da var. Fark imkanlarını olumlu mu? Olumsuz mu? kullanmasındadır. Nedir bu topluma göre yaklaşımı?. Örneğin; yaş ortalaması yüksek olan ülkede ana konu sağlıktır, spordur. Bizde de genelde dış güzellik işleniyor. Programlara getirilen estetisyenler, diyetisyenler bol bol. Ama hissettiğim ton hep “bunu yaparsan varsın, yapmazsan yoksun” tarzında. Kişiyi güçlendirmeyen hatta yönlendiren.
Kabul içerik ihtiyaca göre şekillenir ama bunu söyleme tarzı aşağı çeken nitelikte olunca ulaştığı kişiler için kaygılanıyorum. Zaten itiraz ettiğim nokta bu.
Biliyor musunuz? %70 oranında kadın saçları istediği gibi değilse o gün gelen daveti sırf bu yüzden reddediyormuş. Nasıl görünüyorum endişesiyle kendini saklıyor. Sonra da bir araya gelince özellikle gençlerdeki markacılıktan, özgüven eksikliğinden dem vururuz. Ne veriyorsun, ne bekliyorsun?.
Buraya nerden geldin derseniz?. Olan güzel şeylerden. Medyanın olumlu hareketinden. Siz de görmüşsünüzdür duraklarda, yollarda “Çöpü çöpe atın” ilanlarını. Bir yandan aferin önemli bir konuya yer verilmiş diyor seviniyorum, diğer yandan bunları hala mı öğrenemedik diye üzülüyorum. Yani sokakları temiz şehirlerde bu lafları söylemek seyircisini ıskalamak anlamına gelir.
Hatırlıyorum; yaklaşık 35 sene önce ben çocukken tek kanallı televizyonda “çöpü cöpe at” tarzı piknik alanlarını temiz tutmayla ilgili spotlar yayınlanırdı. Hem de atıl olmayan en önemli saatlerde. Dişlerini fırçala, alışveriş fişini al, yabancıların ikramını kabul etme, elektriği suyu gereksizse kapat, uyku saatinin önemi gibi. İnanmazsınız belki ama ben minnakken diş fırçalama bilincini o reklamlardan kazanmıştım. Öyle kitaplara, pedodontist ziyaretlerine falan ulaşamazdık.
Çocuklar, büyükler fark etmiyor. Neyin kime nasıl söylendiği önemli. Üstelik sadece reklamlarda değil. Ama bu sadece sigarayı, bardağı blurlayarak olmaz. Bu çocuğa öylesine “yapma, hayır” demek gibidir. İşe yaramaz hatta tam tersi merak uyandırır. Asıl konunun etrafından dolanarak hatta yanlış anlaşılmaya zemin hazırlayan kamu spotları elden geçirilmeli. Çizgi filmler, diziler, programlar, unutulan belgeseller ah ah…
Trafikte, okulda, sokakta kısaca iletişimde, temaslarda ihtiyacımız olanların hatırlatılacağı, kulağa küpe yapılma fırsatının olduğu altın tepsi gibidir medya. Çocukken TV’de izlediklerimden neredeyse tamamını hatırlıyorum. Ne güzeldi aile filmleri. Söylenmeyeni, ihmal edileni tatlılıkla aktarıyordu. “tabi ya, evet ya” dedirdiyordu.
Medyanın (iletişim araçları), geliştiricilerin ve denetleyicinin sorumluluğu hayatidir. Toplumun-medyanın (robottan bahseder gibiyim) olumlu bakışına daha çok ihtiyacı var. Yeri gelmişken sosyal sorumluluk kampanyaların duyurularını gönüllü olarak yayınladığı için ayrıca alkış diyorum. Neymiş “çöpünü cöpe at!”
Bu arada medya için “güzel hareket” derken projenin kahramanlarını tanıma fırsatım oldu. Enerjinin, geri dönüşümün dünyamız ve bizim için öneminin farkında olan Çöpüne Sahip Çık Vakfı‘nın linkini paylaşıyorum. Bir göz atın derim…
http://www.cscvakfi.org/?page_id=10