loading...
Fazla naz kolik usandırır
Bebeğimizi kucağımıza aldığımız andan itibaren hepimiz ona odaklanarak “gözünü açsa da görsek, ağlasa da duysak, gülse de mutlu olsak” diye heyecanla gözlemeye başlamıştık. İlk gece mış mış uyudu şaşırdık, eve geldi yine öyle minik tepkilerle hatırlattı kendini şaşırmaya devam ettik, hatta ikinci hafta bile “tatlı kızım tıpkı bana çekmiş hiç kapris yapıp ağlamıyor, çok uslu” dedik. Fakat bir akşam bir anda canı yanar gibi normalden daha tiz ve keskin şekilde ağlamaya başladı. Önce şaşırdım ama sonra her zaman yaptığım gibi sırtını sıvazlayarak niniller eşliğinde sakinleştirip uyutacağımı düşünerek “şimdi rahatlatırım ben meleğimi” dedim fakat bu sefer işe yaramadı. Kıyafetlerini, hatta bezini dahi çıkartıp onu rahatsız eden canını yakan şey var mı diye kontrol ettim. Hayır bu da değil, giderek telaşlanmaya başladım. Sonra birkaç ay önce bebeğini kucağına almış arkadaşımın konuşmasını hatırladım. KOLİK (karın ağrısı) diye bir şikayetten ve neler yapabileceğimden bahsetmişti resmen tahmin ettiğinden bana ön hazırlık yapmıştı.
Bebekte kolik ağrısı nasıl anlaşılır?
Çok uzun süren ağlama krizi olarak tanımlanan bu süreçte bebeğiniz örneğin sakin sakin beslenirken veya uyurken huzursuzlanıp aniden yumruğunu sıkarak, yüzünü buruşturarak, şidetli şekilde acı çeker gibi ağlamaya başlayabilir. Gözlerini ağlarkenin sıkıca yumabilir veya tam tersi açabilir. Her gün veya birer gün pas geçerek yaşadığı, sebebi açıklanamayan ama bağırsak hareketlerinin artıp gaz çıkartmasıyla rahatladığı süreç. Birkaç saat uğraştığı ve susmadan ağladığı için öyle yorgun olur ki minik beden rahatladığı an uykuya dalar. Ve ertesi gün olur. Gündüz harika geçer akşam üzerine doğru “acaba bugün nasıl olacak” diye aklından geçirir anne.
Her bebekte görülmeyen ama çok sık karşılaşılan kolik, kuzumda birer gün arayla kolik ağlama nöbeti şeklinde geçiriyordu ve pas geçtiği gün her ikimiz de keyifle dinlenme fırsatı buluyorduk. Evet hiç kolay değil ancak bu sizin bakım hakimiyetinizle ilgili değil. Sakın “neyi yalnış yapıyorum, beceremiyorum” diye düşünmeyin. Bu bebeğinizle de ilgili değil. Bunu doğal bir süreç olarak düşünün ve eğer çok yıpranmış, yorulmuş hissederseniz bir yakınınızdan destek isteyin. Anneniz, birkaç saatliğine bakıcı, kayınvalideniz gibi. Böyle seçenekleriniz yoksa eğer en azından arkadaşınızı ziyaret edin. Kızımın ağlama nöbetlerinde bir rutin oluşturmaya çalışmıştım. Öncelikle akşam yatmadan önce çok hızlı rahatlatıcı küçük bir banyo yaptırıyordum. Devamında çığlıklar başladığında onu yüzükoyun (yüzünü kapatmamaya dikkat ederek) yatırıp sırtına saat yönünde hafif hafif masajlar yapıyordum. Onu rahatlatan duruş her zaman işe yaramayabiliyordu. O zaman çeşitli şeyler dener olmuştum.
Hiç bitmeyecekmiş gibi görünen bu dönem üçüncü ayda birden bire veya yavaş yavaş sona erecektir. Çok nadir de olsa dördünce veya beşinci aya kadar uzayabilse de siz üç aya odaklanırsanız daha iyi olur. Anneye en çok -ayakların çıplak geziyorsun sen üşütüyorsun bu bebeğe gaz olarak geçiyor veya yediklerine dikkat etmelisin soğan yiyorsan, gaz vb sütünden geçiyor onlarda yavrucağı rahatsız ediyor- gibi eleştiriler gelebilir. Burada önemli olan sizi rahatsız eden şeylerden kaçınarak kendinizi normalde de rahat ettirmeniz. Kolik sebepleri için pekçok teori olmasına karşılık ıspatlanmadığından doğru olarak kabul edilmediği gibi anne bebek arasında bebeğin koliğini arttıran sebepler listesi de bulunmamaktadır. Ancak kızımda feci gaz olurdu, o rahatladıkça biz duyardık ve rahatlardık 🙂
Sigara, sitres bebeğinize her koşulda zararlıdır
Şu bir gerçektir ki sigara, izmariti her koşulda bebeğinize zararlı ve rahatsızlık vericidir. Sigara dumanı olan evdeki bebeğin kolik şikayeti daha fazla olur ve daha fazla huzursuzdur. Ayrıca sizin veya evdekilerin ağlama nöbetlerinde sinirlenmesi, bağırarak gerginliği yansıtması küçük yavrunuzu korkutacak ve daha çok ağlamasına sebep olacaktır. Siz ne kadar sakin olursanız bebeğinize de yardımınız o kadar fazla olur. Tabi ki bu öyle kolay birşey değil ancak yıpranan sinirler size de bebeğinize de iyi gelmez.
Anneliğinizi eleştirmeyin, kendinize haksızlık etmeyin
Sakın başka anne arkadaşlarınızla kendinizi kıyaslayıp “ben neden daha sakin veya hakim olamıyorum, yoksa bu işi beceremiyormuyum, iyi bir anne değil miyim, bunu başaramayacağım” gibi düşüncelere dalmayın. Emin olun ki bebek olmak ta anne olma ta alışılması gereken bur süreçte hiçte kolay değil. Annelik gibi ömür boyu sürecek değerli bir yapının başarısını ilk birkaç ayla kıyaslayarak değerlendirmeyin. Kucağınızdaki minik yavrunun daha birkaç haftalık olduğunu ve ona özel steril bir dünyadan kocaman bir dünyaya geldiği gerçeğidir. O kadar savunmasız, hassas ki aslında günlük yaşantımızda ki bize sıradan gelen sesler, kokular, görüntüler onun için şaşırtıcı, yeni ve hatta başa çıkılası gibi değildir. Zamanla alışacak ve tüm bunlarla başa çıkmanın yanında onlara ayak bile uyduracak. Ama ona zaman tanımalıyız ve rahat ettirmek, kendini güvende hissetmesi için elimizden geleni yapmalıyız. Bu arada “bebeğimin canı yanıyor ve ben hiçbirşey yapamıyorum” diye vicdan azabı çekerken aslında canının yanmadığını ve bu sürecin onu yıpratmadığını bilseydim daha da rahat olabilirdim.
İhtiyacınız olan desteği isteyin, bu en doğal hakkınız
Annenin doğum yorgunluğu, aşırı terlemeler, gecelerde sık sık uyuyup uyanmak gibi yeni bir sitemin içindeyken hemen ardından hayatınıza bir de kolik girince kendinizi piyango çıkmış gibi ayrıcalıklı hissedebilirsiniz. Sevgili baba, anneanne veya kayınvalide kim varsa aman telefonda bile anneye kendisini yetersiz hissettirecek bir yorumda bulunmayın. Merak etmeyin acemi gibi görünse de zaten bebeği için en iyisini yapmaya çalışıyor. Eleştirmeyin, nasihat etmeyin bunlardan normalde de kimse hoşlanmazken yorgun bir anne daha da mutsuz olur. Nasıl bebeğin kolik nöbeti normalse bazen annenin de sabrı taştığı için bağırma nöbetleri olabilir, sakın şaşırmayın hele hele korkup kaçmayın, ortamı terketmeyin. Unutmayın sizler destek kuvvetsiniz. Anlayış, sukunet, huzur ve herşey yolunda işte.
Diyelim ki tüm gece uykusuzluk kaynaklı yorgunluk, sürekli tiz şekilde ağlayan bebeğinizin yarattığı baş ağrısı, duyma kaybı veya mutsuzluk sizi sandığınızdan daha fazla etkiledi (bozuk sinirler) fakat ailenizden uzakta olduğundan yanınıza gelemiyor. Lütfen bir arkadaşınızı ziyaret edin. Kendinize biraz nefes alma alanı yaratın. Bunu istemek ne ayıp ne de beceriksizliğin kabulü. Bu gayet normal ve herkes yakın süreçlerden geçiyor. Karşı tarafın ne düşündüğü değil sizin iyi hissetmeniz önemli. Hiç unutmuyorum canım arkadaşım Emine’mi ziyarete gitmiştim. Aslında resmen kendimi onun evine atmıştım ve konuya yaklaşımım yarım saate tepeden tırnağa değişmişti. Birkere onun ikinci bebeğiydi ve son derece sakindi, konuyu tanıdığı için şüpheli şekilde sebep aramıyor doğrudan çözüme odaklanıyordu. Onun sakinliği ve hakimiyeti bebeğe de yansıyordu ya da ben öyle gözlemliyordum. Ancak birbirlerini anladıkları kesindi.
Bazen tecrübe sayfalarca bilgiden daha etkili olabilir
Arkadaşım ağlama nöbetinin kaynağının kolik olduğunu bacaklarını karnına çekip çırpınarak ağlayan bebeğimin hareketlerini göstererek net bir şekilde bana da tanıtmıştı. Hatta adım adım anlatmıştı “sen bebeğine gayet iyi bakıyorsun ama bunun rahatlamaya ihtiyacı var” diyerek kolikle baş etme kursu vermişti. Sonrasında yüzü koyun (kurbağa pozisyonu gibi)yatırıp çok çok az ısıttığı (aman dikkat bebekler sıcağa karşı çok hassaslardır, tenleri hemen zarar görebilir) bir havluyu karnının altına, bir tane de sırtına koymuştu. Kaynatılıp ılıtılmış 30 cc suya çay kaşığını doldurmadan attığı rezene içirdikten sonra masaj eşliğinde kızım ilk defa derin ve huzurlu bir uykuya dalmıştı. Ben o günden sonra acayip özgürleşmiştim. Sonrasında kızımla o süreci bitmesi için çabaladığım sayılı günler olarak değil de onu anlamaya çalışarak geçirmiştim. Evet saatlerce kollarımda yürürken hiç halin kalmayacak ama onu yatağına uyurken koyduğunda öyle haififlemiş ve mutlu oluyorsun ki başka birşey düşünemiyorsun.
Tiz ağlamalar herkesi huzursuz edebilir. Evin diğer ferdine abiye/ablaya açıklayın!
Eğer evde kardeş varsa yavrunuza bu durumun normal olduğunu, kardeşinin canı yandığı için ağlamadığını mutlaka belirtin. Küçük çocuklar evdeki mutluluğun kaynağının kendisi olduğunu düşündükleri gibi üzüntünün kaynağı olarak ta kendilerini görebilirler. Bunun kardeşinin suçu olmadığını da söyleyin, tüm bebekler böyle ağlayabilir hatta olmuşsa eğer kendisinin bebekliğinden de örnek verin ki kardeşinden verdiği rahatsızlıktan dolayı ondan nefret etmesin. Onun duygularını ortaya çıkartın ve kızgınlık veya mutsuzluğunun normal onduğunu gösterin. Büyük çocuğunuza zaman ayırın çünkü ağlama nöbetlerinde evdeki tüm halk koştururken abi veya abla kendini dışlanmış hissetmesin. Akşam seanslarından sonra o yorgunluk üzerine zor olsa da büyük kuzuya kısada olsa zaman geçirin. En azından uyuma törenini veya bir hikayelik zamanı ona ayırarak yalnız olmadığını hisettirin.
Kolikle ağrısıyla başa çıkmanın bir kaç yolu
Kızımın kolik nöbetlerinde yaptıklarımı sıralamak istiyorum. Yumuşak küçük yastığının üzerinde yüzü koyun yatırıp karnına baskı yaparak rahatlaması için dolaştırmak (yüzü kapanmayacak şekilde olmalı), karnı kolumun üzerine gelecek şekilde koluma yatırıp kafasını elimin içinden destekleyerek dolaşmak (kolumun sıcaklığı hoşuna gidiyor olabilir) sık sık kontrol edin bebeğinizin kolu sıkışıp uyuşmasın, kızarmasın, şaç kurutma makinesi, elektrikli süpürge sesini dinleterek masaj yapmak (saçma gelebilir ancak ses bebeğinize hamilelik ortamını çağrışıtran bir uğultu gibi geliyor olabilir), musluğu açıp omzumda sırtını sıvazlayarak küçük küçük sağa sola sallanmak, sakin yatma müziği eşliğinde kulağına minik tonlarda pışşş pışşşş diye tempo tutup hafif sallanmak, çok çok hafif ısıttığım havluyu kıyafetin üstüne koyup yüzü koyun yatırıp sırtına avuç içimle saat yönünde hafif masajlar yapmak, sırt üst yatırıp ayaklarını yine çok hafif hareketlerle ve dikkatlice karnına doğru ittirip bağırsak harekitlerine yardımcı olmak, evin içinde tur atarken ninniler söylemek, onu yumuşacık sevmek dokunmak. Tüm bunları yapmadan önce (elim ayağım karışmasın diye ağlamaya başlamadan önce) mutlaka hızlı ve ılık bir banyo yaptırıp karnını doyurduktan sonra rahatlaması için Milupa’nın rezene çayından veriyordum. Hatta kendim günde birkaç fincan Rezene çayı içerek sakinliğimi destekledim. Huzurlu uyku bol süt ve sağlam sinirler demektir 🙂 Yukarıdaki hareketlerin bazıları saçma gelebilir. Bize bile saçma gelmişken. Ya gerçekten işe yaradı ya da tamamen tesadüftü ama her koşulda kullandık.
Bu süreç göz açıp kapatıncaya kadar geçecek, sonra bir anda bay bay kolik merhaba rahat günler diyeceksiniz. Eğer çok mutsuz oluyorsanız bebeğinizin doktoruna danışabilir ve önereceği ilacı kullanabilirsiniz. Daha önce herkes tarafından bilinen yaygın bir ilaç vardı. Ancak artık yurt dışından da getirtiliyor falan aynı içerik farklı alternatifler mevcut. Kolikli bebeğinizde gaz oluyorsa doktorunuza sorup çözüm rica edebilirsiniz.
Kolik için kullanılan ilaçlardan yan etki vb konularından çekindiğim ve çok küçük bedene ilaç vermek istemediğimden çok mecbur kalmadığım sürece kullanmadım. Bu mecburiyet “artık dayanacak gücüm kalmadı” kısmıdır ve işte o zaman önerilenin yarısı kadarını kullanmıştım ve genelde doğal yollarla başetmeyi tercih etmiştim.
Ancak ne olursa olsun durumla fazla inatlaşmadan Kolik gibi bir konuda tecrübe de tıpta aynı seyi söylüyor. İdealist olacağım diyerek süreci fazla inatlaşmadan mümkün olduğunca yumuşak geçirmek gerek.
NOT: Rezene ile Gece Çayı’da kullanılabilir. İçindeki doğal papatya, melisa, nane, anason ve kekik özleri sayesinde bebeğiniz rahatlatmakta. Karışımları aktarlardan alıp yapanlarda var ancak her aktarın bitkileri saklama koşulları uygun, hijyenik olmayabiliyor. Ayrıca bitkilerin sıcak suda durma süresi, soğutulması vb konuların ayarlanması hem önemli hem de zaman gerektiriyor. Bu sebeple ben Milupa’nın ürünlerini kullanmıştım.
Ne çektik be senden kolik,