loading...
Bebeğimizi kucağımıza aldıktan sonra artık en önemli konumuz beslenmesi olacak. Bu rutin hem onun hem bizim sağlığımız açısından çok önemli. Öncelikle biz anneler neden süt sağarız?
Doğumdan sonra bebeğimizin emmeye başlaması ile süt üretmeye başladığı için şişen göğüsleri rahatlatmak için. Hiç unutmuyorum, işe başladığım ilk gün süt sağma pompasını pille çalıştırırım planıyla adaptörünü yanıma almamıştım. Malesef piller elektrik kadar güçlü çekim gücü yaratamadıklarından sağma denemem başarısız oldu ve akşama kadar süt sağamamış oldum. Göğüslerimde müthiş bir sancı, batma oluşmaya başladı. Yüzümü ateş bastı ve sanki tansiyonum düşmüş gibi nefes alış verişim düzensizleşti. O gün akşam olur olmaz patlayacakmış gibi sabırsızca eve attım kendimi. Bebeğim yudum yudum beslendikçe rahatlamaya başlamıştım.
Süt üretimini arttırmak için ki işe geri dönecek anneler için “daha dahaaaa” diye doymayacakları bir istek olacak bu…
Annenin bebeğini emzirmemesi gereken durumlarda -örneğin ilaç kullanmak zorunda kaldığında- bebeğe verilemese bile süt üretimi devam etsin diye.
Dolmuş olan göğsü boşaltarak sütün pıhtılaşmasını, süt kanallarının tıkanmasını ve hatta iltihaplanmasını engellemek için.
Yeni doğan bebek, annenin göğüs ucu küçük olmasından dolayı (veya bebek ememeyecek kadar küçük doğmuşsa) kısaca herhangi bir sebeple emzirilemeyen bebek için. Bu durumda anne sütünü sağıp bebeğini biberonla beslemeli.
Sütü sağarken dikkat edilmesi gerekenler;
Düzenli olarak sağın. Bebeğim iki saatte bir emmeye alıştırdığı için çalışmaya başladığımda yoğunluk arasında sağma saatleri aksayıp düzensizleşti. Her gün eve 3 poşet süt getiriyor olmam gerekiyordu, çünkü stokladığım süt hızla tükeniyordu.
İyi beslenin. Anne sütünün %90 civarı sudan oluşmaktadır. Günlük olarak 3 lt su içilmeli, ek olarak meyve kompostosu yenmeli (2-3 defa), vitamin içeren meyve, sebze tüketilmeli, protein olarak günde 1 yumurta ve etli yemek sofrada olmalı, tabi ki bakliyatlar gözden kaçmamalı. Sadece su, süt üretimi için yeterlidir ama sütün kaliteli olmasını sağlamak için ihtiyaçlar dengeli karşılanmalı. Genelde şerbetli tatlılar yenerek üretimin arttırılması bekleniyor. Kilo artışı evet ama süt artışı hayır. Beslenme listesi için hastanelerde verilen beslenme programlarına uyun.
Stresten uzak durmak diye klişe bir cümle kuracağım ama malesef bu bir gerçek. İş yerindeki bir sıkıntı, anında süt üretimine yansıyordu. Yani göğüs kanallarında minik insanlar var ve onlar mı kırılıyordu bilemiyorum ama bişeyler ters gidiyordu. Tabi ki insanın yaşamında problemler oluyor ancak değiştirilemeyecek ciddiyette bir sorun değilse bebeğinizi düşünerek kafanıza takmayın. Aslında bu kural hamilelik süresince de geçerli.
Pompa ve hijyen. Neyse ki eskiden olduğu gibi süt elle sağılmak zorunda değil. Çantanızda taşınabilecek nitelikte uygun bir pompa satın almalısınız ve süt sağma işleminden önce parçalarını uygun şekilde dezenfekte etmelisiniz. Ellerinizin yıkanması, göğüs temizliğiniz düzenli olarak dikkat ettiğiniz detaylar olacak.
Sıvı takviyesi. Sağma işlemine başlamadan önce (ki emzirirken de geçerlidir) mutlaka bir bardak su, meyve suyu veya sıcak çorba içmelisiniz. Ben yaz döneminde sadece su içiyordum ama sıcak içicekler daha çok süt gelmesini sağlar. Emzirirken de, süt sağarken de sütle ve terle sıvı kaybı olduğu için tansiyonunuz düşebilir, bunu engellemek için sıvı tüketimi önemlidir.
Rahatla, rahatla, rahatlaaaaa…. Sağma işlemi yarım saate kadar sürebilir bu yüzden kendinizi rahat hissedeceğiniz bir yer seçmelisiniz. İnanın bana özellikle iş yerinde kalabalık mekanlardan dolayı hiç de rahat hissetmiyorsunuz ve bu verimliliğinize yansıyor.
Öyle mükemmel bir sistem ki ilk günler, haftalar, aylar içinde üretilen sütün formülü bebeğin kilosuna göre değişkenlik gösteriyor. İlk sağdığım süt koyu ve tereyağı rengindeydi, zamanla rengi açıldı, durulaştı…Özellikle ilk iki ay bebeğinizin bağışıklık siteminin oturduğu dönemdir. O yüzden sütlerinizi mutlaka stoklayın ve (çok kıymekli sarıları iki ay içinde) bebeğinize içirin. Bebeğiniz daha minicik olduğu için azar azar emip uyur ve siz de hemen o sütleri sağıp saklayın. Ben sağdıkça sütümün azalacağını ve bebeğim uyanıp beslenmek istediğinde de doymayacağını düşünürdüm. Yanlış, tersine süt sağıldıkça üretiliyor…
İçtik sıvıları, güle oynaya sağdık sütleri ve ohhh şahane… Şimdi saklamak için poşetleme işlemini ortalama 80 ml olacak şekilde fazla doldurmadan yapmanızı öneririm. Bana da Banu’şum öğretmişti. Çünkü dondurucudan indirip çözdürdüğünüz sütü tekrar donduramazsınız ve bebeğinizin tek seferde içebileceğinden fazlasını çözdürürseniz artanı atmak zorunda kalırsınız. Oysa damlası bile kıymetlidir.
Sütünüzü saklamak için eczane veya bebek malzemeleri satan mağazalardan aldığınız özel zipli (sıkıştırılınca ağzı kilitlenen) poşetleri kullanırsanız 6 aya kadar dondurucuda saklayabilirsiniz. Bebeğiniz büyüdükçe doyması için birkaç paketi birleştireceğinizden 6 ay sonraya süt kalacağını sanmıyorum. Benim minnoşum günde 5 paket süt açtırınca 1 haftada bitirdi depoyu.
ÖNEMLİ BİLGİ 1:
Anne sütü öyle mücizevi bir yapı ki, bebeğiniz hastayken ondan aldığınız mikrobu siz kendi vücudunuzda yenip, ürettiğiniz antikorları bebeğinize geçirerek aynı mikrobu onun da yenmesini sağlıyor. Böylece annesini emen bebeğiniz doğal ve güçlü tedavi silahlarını annesinden alarak henüz bağışıklığı olmayan hastalıklarla savaşabiliyor.
ÖNEMLİ BİLGİ 2:
Biberon veya saklama kaplarının cam değil plastik olanını tercih edin. Çünkü yukarıda bahsettiğimiz annenin hastalıklarla savaşan antikorları plastik kabın duvarlarına yapışmadığı için (cama yapışıyor) bebeğinize daha fazla miktarda ulaşır.
Sütünüz bol olsun 🙂