loading...
Çocuk kitaplarıyla ilgili keyifli bir atölyeye katıldım. Yetenekli eğitmenimiz Ekin hemen iki kitap tavsiye ederek girdi konuya. ‘Felaket Henry’ ve ‘Ronja’. Senelerdir sektörel, iletişim, yaşam, toplum psikolojisi şu bu derken, 0-6 yaş grubuna hitaben devasa resimli kitaplar arasında gidip geliyordum. Bu sebeple neredeyse unuttuğum ilkokul yaşlarımın hikayelerini elime alır almaz hiç düşünmeden okudum. Devamında arkadaşlarla iki kitabın olumlu olumsuz yönlerini irdelemeye başladık. ilk kitaptaki yaramazlık makinesi Henry’nin hayal gücü gibi görünen kural tanımazlığından, sebep sonuç ilişkisinden bihaber oluşundan ve iyi düşünülmemiş gibi görünen dilinden rahatsız oluşumuzu anlattık. Bunların çocukların üzerindeki olumsuz etkilerinden şikayet ettik. Aslında öyle bir hevesliydim ki ilk etapta ‘Felaket Henry’deki olumsuzluklar o kadar batmamıştı bana ama gruptaki 4 öğretmen şimşek gibi sıraladı hepsini . Hatta içerik anlamında bu kadar eksik kitabın ekmek peynir gibi satışından da dem vurdular. Bazı anne babaların satın alırken “aman oyalansın da ” tarzı yaklaşımlarından üzüntüyle bahsettiler.
Kitabın iyisi kötüsü olur.
Fakat diğer kitap kapağıyla yakalamıştı beni; Ronja.
Kötü örneğin tersine; karakterlerleri, öğrenme merakı, korkusu, heyecanı, gözlemleri masalsı ve etkileyici tonda anlattımıyla kitaplığımın en değerlisi oluverdi. Dil olarak öğüt vermeyip (ki diğer kitabın öyle bir kaygısı bile yoktu) etki-tepkiyi karakterlere yaşatarak aktarması.
Bu kitap bana çok iyi geldi.
Haydut Kızı Ronja
Kitap, bebek Ronja’nın ormandaki tüm tuhaf yaratıkların bile kaçıştığı acayip fırtınalı bir gecede doğumuyla başlıyor. Onu bekleyen ailesinin dünyasında yarattığı değişiklikler yumuşacık yansıtılıyor.
Okurken kendi kuzumun da bebekliği canlandı. Ronja’nın haydut reisi olan babası ve şatodaki sıradışı yaşantılarına karşın günlük dertlerinin olması. Fakat Ronja onların yanındayken hepsi etkisini yitiriyor. Zaten çocuklar için güzel olan herşeyin kaynağı kendileridir. Satırlar hitap ettiği yaşın bayılacağı masalsı öğelerden bolca barındırıyor. Şato, haydutlar, gizemli orman, kanatlı vahşi yaratıklar, cüceler ve dahası.
Sonra “öğrenmene dış dünyayla devam etmelisin” diyerek küçük kızı Mattis Ormanı’na gönderiyorlar. Bir farkla; Ronja’yı sadece tehlikeli fantastik yaratıklara karşı uyarıyorlar. Ne eksiği ne de fazlası.
Çünkü çocuk yaşayarak öğrenir.
Ronja’yla ödünç aldığım korkularımı hatırladım.
Yaz mevsimiydi ve minyon yapıma uygun, bir parçam olarak gördüğüm parlak kırmızı BMX bisikletimle alıştırmalar yapıyordum. İki tekerime atlayıp tek başıma merak ettiğim yerlere sürüyordum. Kapının önünde başlayan birkaç metrelik turlarım günden güne kazandığım cesaretle geliştiğinden, artık heyecandan çarpan kalp atışıma değil akıp giden zincir sesine odaklanıyordum. Üstündeyken başka bir alemde oluyordum, kısaca acayip keyif alıyordum. Bir gün büyük bir keşif yapmaya karar verdim ve elimi gözlerimin üzerine gölge yaparak çok daha uzaklara baktım. Yayılmış başak tarlalarının tam ortasında, tek başına duran ağacı gördüm. “Orası” dedim. Güneşin sıcağında hiç bitmeyen şarkılar tutturmuş yaz böceklerinin eşliğinde, patikalarla ayrılmış boyuma uzanan tarlaların arasından ilerleyerek ağacıma ulaştım. Engebeli dar toprak yolda bisikle ilerlemek pek kolay sayılmazdı. Olsun gövdesine yaslanıp gölgesinde soluklanırken, neyi başardığımı tekrar görmek için geldiğim yola baktım. Bir çocuk için bile sıcak, susuzluk ve yorgunluk hiç bu kadar keyifli olmamıştı. Tekrar gelmek üzere dönüş yolunu tutturdum. Pedal çevirdiğim sürece kendi kararımla yaptığımı gözden geçirip gururlanmış, çok özel hissetmiştim. Birkaç gün sonra yaşadığımız kasabamızda; küçük bir çocuğa, büyük bir kötülük yapıldığı haberi duyuldu. Ailem kısa bir açıklamayla “artık tek başına uzaklara gitme” diyebilmişti. Detaylar verilmese de onların gözlerindeki hüzün, korku ve tedirginlik içime işlemişti. Böyle yerlerde en çok ağaçtan düşerek yaralanır veya tüm tembihlere kulak asmayarak nehrin yakınlarına gidilebilirdi.
Her neyse. Kömür saçlı Ronja’nın Mattis Ormanı’na gittiği ilk günkü heyecanla, nasihatları evde bırakıp ağacımı ziyaret edecektim. Çocuk kafası işte, orada daha uzun kalabilmek için minik bir azık çantası da hazırlamıştım. Fakat ağacıma uçarcasına gidememiş, tam tersi bisikletimin üstünde dakikalarca pedala basamadan kalakalmıştım. Büyüklerden teslim aldığım korku, artık hep yanımdaydı. İşte bu yüzden Ronja’yı okurken kırmızı bisikletimle tekrar yola çıkmış gibi iyi hissetim.
Rahatlatıcıydı. Karakterin dünyasında yeşil denizin içinde olmak, yıldız cennetine ziyarette bulunmak ve ısınmak için koşmak. İşte en çok da bu çözüme bayıldım.
Özellikle çocuklar, değerli olduğunu duymaktan büyük keyif alır; Haydutların en yaşlısı Kelkafa Per bu konuda oldukça cömertti. “sen benim sevincim ve mutluluğumsun” diyordu Ronja’ya. Çünkü Ronja için sevgi ve özen, ayak parmaklarına kadar ısındığı sıcak bir yuva. Annesinin, kuru ekmeğini tatlandırsın diye mağarasına göndermeyi unutmadığı bir tutam tuzdaydı. Küçük kızın seçimine razı geldiler ama gözlerini de üzerinden ayırmadılar. Bu koruma kollamanın yarattığı değerler değişik açılarla aktarılıyor. İki çocuk, iki aile ve farklı iki yaklaşım.
Hikayeyi okurken sevginin kimyasının aynı olduğunu, ama herkesin kendince yaşayıp, gösterdiğini tekrar hatırladım. Anne babalar bazen öyle görünmese bile tabi ki yavrularını severler.
Hele bir baba karakterimiz var ki acayip gerçek. Baba olmanın haricinde kız babası olarak hayal kırıklığına uğrayınca, kızıyla içten içe mücadeleye tutuşunca en sık rastlanan tepkiyle küsüyor. Ve bunun herkesi nasıl etkilediği de işleniyor . Son sayfalarda meraktan yüreğim ağzımdaydı. Ve sevgi ile anlayış kazanır. Her şey eskisi gibi güvenli ve tanıdık olur.
Evet kitap kahramanları bile hayallerinin peşinden giderken, aile bağlarının koşulsuz sevgi ile korunduğunu ve dönebileceği bir yuvası olduğunu bilmek ister. Böylece kendi en iyisiyle çok şey başarır.
Tasvirlerinin güzelliği şaşırtıcı, konu eğlendirici, dili günlük hayatımızın içinden ve rahatlatıcı. Üstüne de düşündürdü.
7 yaş üstüne hitap eden, bol yazılı, çok başarılı bir kitap. Tavsiye ederim :))