loading...
Black / Siyah
Uzun zamandır izlemek istediğim fakat bir türlü fırsat bulamadığım muhteşem film. Türü drama olunca şöyle bir düşünüyor insan. İçinden bir ses ‘zaten işten geldin yorgunsun aç şöyle keyifli bir film azıcık kafanı dağıt diyor ve ekliyor filmde zor durumda bir çocuk ve ailesi var belli ki hüzünlü sahneler ve senin içinde tutamayacağın göz yaşların olacak’. Elimin tersiyle itiverdim bu düşünceleri ve niye şimdiye kadar izlememişim dediğim Black filminin hikayesine daldım. Çoğu yerde ağladım fakat böyle içim ezildiği için değil de daha çok mutluluk gözyaşıydı onlar. Michelle isimli küçük kızın bebeklikte geçirdiği hastalık sonucu kaybettiği duyma ve görme duyularıyla karanlığın en dibinden nasıl çekilip çıkartıldığını izledim. Yılmayan, özverili ve küçük kıza sonuna kadar inanan öğretmen sayesinde her başarısında ‘evet işte bu’ diye bağırası geliyor insanın, en sevdiği başarmış gibi…
Küçük kızın öğretmeniyle tanışması dahil ailesiyle arasında geçenleri sabırla izleyin. Göreceksiniz her karanlığın bir aydınlığı var. Zaten dram olsun, iç burksun diye yapılmadığı için oyuncuların muhteşem performansıyla taçlanan duygusal sahneler ağlatmaktan çok “hadi bakalım, ha gayret küçüğüm” derdirtiyor. Film boyunca sebep, sonuç ilişkisi sayesinde örneklerle sunulan eğitim programında gibi hissettim kendimi. Öğretmenin zaten öğrenemez ki denildiği için hiç birşey bilmeyen ve korktuğu için saldırgan olan tatlı kıza her kelimeyi, her harfi öğretmek için kullandığı yöntemlerle çocukları daha bir anlar oldum.
‘İmkansızı ona hiç öğretmedim’ diyen öğretmen Sahai’nin tek isteği küçük kızın/küçük hanımın özgür ve kendine yeten, başkasına muhtaç olmadan hayatına devam eden olmasıydı. Bu yaklaşım bana üzerine titreyerek, her işlerine gönüllü ve hali hazırda yardımcı olarak büyüttüğümüz çocuklarımızı hayata karşı gerçekten özgürleştirebiliyor muyuzu düşündürdü?
Filmin tamamı çok özeldi ancak okumayı çok istediği üniversitenin sanat bölümüne yeterliliğini kanıtlamak için mülakata tabi tutulan Michell’in bilgi hakkındaki cevaplarının her biri beynime kazınan anıt niteliğinde değerliydi.
Neden okumak istiyorsun?
M: Okumak ve öğrenmek istiyorum. Onurlu ve bağımsız yaşamak için ve hayatta kalmak için.
Dünyada kaç okyanus var?
M: Benim için her su damlası bir okyanustur.
Fakat hayat bilgisinden çok kitap bilgisiyle ilgilenen kurul bu sorunun açık cevabında ısrarcı olur?
M: 5
Bilgi senin için ne ifade ediyor? İşte bu sorunun cevabı herşeyi özetliyor…
M: Bilgi her şeydir. Bilgi ruh, bilgelik, cesaret, ışık ve sestir. Bilgi benim inancım, tanrımdır. Bilgi öğretmenimdir.
Bir öğretmenin çocuğun ihtiyaç duyduğu doğru yaklaşımı, sabrı, özveriyi, sevgiyi ve bilgiyi sunarak nasıl bir düşü gerçekleştirdiğini izliyor insan. Küçük kızı dünyam dediği karanlıktan çekip çıkartarak.
İnsanlar var ki gören iki göz ve kalpleriyle karanlığa sürükleniyor ve insanlar var ki elindekinin kıymetini bilmiyor.
Kör ve sağır olan küçük bir kızın hikayesi gibi görünse de aslında gerçek hayattaki pek çok şeyin altı kırmızı kalemle çiziliyor. Öğrenemez zaten denilerek gerekli sorumluluğu ve özeni göstermeyen, yeri belli olsun diye insana yapılmayacak muameleyle beline çan bağlayarak üzerine düşeni yaptığını sanan aile üzerinden toplumun bakış açısı. İhtiyaç duyduğu desteği görünce sıfır bilginin bile yeşerebildiğini ve asla geç olmadığını gösteren eğitmen. Çocukların en çok güven, sabır ve sevgiye cevap verdiğini gösteren farkındalık…
Ailenin yüzüne haykırmıştı öğretmen. O özürlü değil, o deli değil, o bir hayvan değil. O sadece görmüyor ve duymuyor.
Etkisinden uzun süre kurtulmak istemediğim bu başarılı Hint/Amerikan yapımı (2005) filmi tavsiye ediyorum.
Lütfen izleyin, izlettirin. Sadece bu filmden sayesinde öğrenilecek çok şey var.
Sevgiler:)
Black / Siyah. Seyredilesi film,