loading...
Gözümde arpacık çıktı ne yapmalıyım?
Gözüm ağrıyor ve kaşınıyor neden?
Monitöre uzun saatler baktığım için zaman zaman gözlerimin ağrımasına şaşırmam. Ancak bu sefer ağrı tek bir gözümde olduğu gibi, alışılmadık derecede kaşıntıyla batmaya başlamıştı. Ertesi gün sabah sağ gözümün altında kızarıklık ve şişme vardı. Göz kapağımın içinde de ciddi kızarıklıkla sarı bir uç “günaydın” dedi. Moralim bozuldu, yıllar öncede kızım daha bebekken bir sabah kapanmış davul gibi şiş gözle uyanmıştım. Halk arasında arpacık denilen ve görüntüsü hoş olmayan şeydendi. Daha önce de yine aynı gözümde aynı yerde çıkmıştı arpacık. Henüz başlangıç aşamasında tedaviye başlamak çok önemli. Hemen göz doktorundan randevu aldım. Zaman geçtikçe iltihap sertleşip kitle haline gelince damla, kirpik temizliği ile yapılabilecek tedavi yetersiz kalacağından cerahhi yöntem diye tabir edilen enfeksiyonun içinin boşaltılması uygulanmak zorunda kalınacağından başlarda doktora görünmek çok önemli. Cerahi müdale kulağa korkutucu gelse de korkmayın basit bir işlemmiş.
Arpacık neden çıkar, nasıl oluşur?
Kontrolünden sonra göz doktorunun ilk cümlesi “bu aralar hayatınızda farklı giden ne var, yani bağışıklığınız düşmüş” oldu. Kızım son bir haftadır geceleri birkaç defa uyanmasıyla bölünen uykularımla ne denli yorgun hissettiğimi aktarsam da “nasıl yani” oldum şaşırtıcıydı çünkü ben sadece gözümün mikrop kaptığını düşünüyordum. Hastalandığımızda, uykusuzluk veya yorgunlukla kısaca bağışıklığımız düştüğünde dışarıdan gelen veya vücudumuzda olan virüsler ortaya çıkarmış. Vücut tıpkı uçuktaki gibi bunu tolere edemediğinden fırsatçı olan bu virüse yeniliyormuş. Gözümüzde siğilin oluşması da şöyle; kirpik diplerinde var olan bazı bakteriler oraya açılan pek çok salgı bezine doğru ilerler. Kirpik diplerinde tıkanıklık oluşunca göz kapağın üstünde veya altında şişlik, kızarıklık ve iltihap oluşur. Bu kızarıklıklara halk arasında ilk müdahale olarak sarımsak sürülür, sıcak kompres yapılır. Fakat bunlar yapılırken zaman kaybı olacağından durum daha da kötüleşebilir.
Arpacık mutlaka tedavi edilmeli yoksa direncimizin düştüğü ilk anda tekrar aktive olabilir.
Halk arasında arpacık diye bilinen bu oluşum göz hekimi için akut veya kronik (sürekli hale gelen) iltihaplanma olarak tanımlanır. İç ve dış arpacık üst / alt göz kapağında ortaya çıkar.
Peki arpacık tedavisi nasıl olmalı?
Göz doktoru tarafından uygun görünen oranda bir hafta kadar steril süspansiyon (göz damlası) kullanılır. Yine doktorun verdiği göz kremi el değmeden pamuklu çubuğa sürülüp içten dışa doğru kirpik diplerinin üzerinden geçerek uygulanır. Göz temizliği su bazlı ürünlerle her bir göz ayrı ayrı pamukla silerek yapılmalı. Ayrıca makyaj malzemelerimizin hijyeni de önemli, makyaj malzemeleri ortak kullanılmamalı.
Arpacık bulaşıcı mıdır?
Daha öncede merak ettiğim ilk şey gözümdeki arpacığın küçük kızıma bulaşıp bulaşmayacağıydı. Bu mikrop farklı değerlendirildiğinden korkmam için sebep olmadığı söylendi her iki muayenede de. Fakat o zamanlar bebeğim daha çok küçük olduğundan ve zaten gözleri ilk haftalardan beri çapaklandığından benim içim rahat etmemiş, kızımın doktoruna durumu aktarmıştım. Gözüm iyileşene kadar kızım için de uygun göz damlası kullanmıştım. Her ne kadar bu mikrop göz kanalları tıkandığından ortaya çıksa da gözümüzdeki enfektenin patlayıp dağılarak diğer gözümüze yayılmasını engellediğimiz gibi bebeğimiz / küçüğümüzü de korumalıyız diye düşünüyorum. İlaç konusu tamamen doktorunuzla vereceğiniz bir karar fakat her koşulda yapmamız gereken temel şeyler; ellerimizin daima temiz olması. Mikrop kaynağı bir şeye dokunduktan sonra oradaki mikropları gözümüze taşıyabiliriz. Veya farkında olmadan gözümüze dokunduktan hemen sonra küçüğümüze, diğer gözümüze de dokunabiliriz. Dikkati, tedbiri elden bırakmamakta fayda var.
Eğer sık sık arpacık tekrarlıyorsa bu vücudunuzun size verdiği önemli bir mesajdır, dikkate almak gerek. Çünkü: direnciniz düştüğü için vücuttaki veya dışarıdaki virüsle mücadele edemiyor ve sizin bağışıklık sisteminiz zayıfsa ailenizin de bağışıklık sistemi zayıflamış olabilir. Beslenme ve uyku düzeni gözden geçirilmeli. Doğal koruyucu olan soğanı sarmısağı (maydanozu) bol bol tüketmeliyiz. Kattığı lezzeti inkar edemezsek te genelde kokusundan dolayı yemeden önce şöyle bir düşünüyoruz. Fakat küçüğümüzün her yemeğine mutlak 1-2 diş sarmısak girmeli. Aslında yazının ana konusu özellikle kış aylarında artan hastalıklar ve zayıflayan bağışıklık sistemi.
Vücudunuzun küçük büyük tüm mikropları yenmesi dileğiyle. Sevgiler…