loading...
Atatürk Arboretum‘u. Bahçeköy’de Botanik Bitki Müzesi
İstanbul’da sakin, havasıyla dokusuyla dinlendirici çocuğunuzun da ilgisini çekecek doğal bir gezi alanı arıyorsanız açık hava bitki müzesini tavsiye edeceğim. Bahçeköy’deki Atatürk Arboretum‘u hafta sonu üyelere, hafta içi bireysel ve grup ziyaretlerine açık olduğundan yaz tatilinde hafta içi bir günü keşif için ayarlayabilirsiniz.
Evimiz yakında olduğundan çok kolay ulaştık ancak uzaktan gelecekler merak etmeyin Sarıyer-Bahçeköy / Taksim-Bahçeköy ve 4. Levent-Bahçeköy seçenekleriyle toplu ulaşım imkanla bulunmakla birlikte aracınız için otoparkı da mevcut. Ana giriş kapısından sonra sizi ortasında süs havuzunun bulunduğu küçük meydan karşılıyor ve oradan başlayarak gölgesiyle süslenip giden ağaçlı yollardan dilediğinizi seçip gezinize başlayabilirsiniz.
Kızımla bitkilerin geldikleri yeri ve isimlerini okuyarak soldaki yürüyüş yolundan göle doğru ilerlemeye başladık. İ.Ü. Orman Fakültesi öğrenci gruplarının yoğunlukta olduğu ama kalabalık olmayan temiz ve düzenlemeleriyle etkileyici bir gezi ortamı vardı. Aslında buraya ilk gelişimiz değildi ancak mevsime göre değişen bitki dokusuyla, açan çiçeklerle, hoş kokularla öyle farklı görünüyor ki sanki ilk defa gelmiş gibiydik. Eminim kış ve bahar mevsiminde de etkileyicidir.
Göllerin etrafı demir parmaklıklarla değil kalın halatlarla çevrildiğinden sunumu güzel olsada heyecanlı ve meraklı küçük çocukların buralarda ekstra dikkatle takip edilmesi gerekiyor. Ördekler, oradan oraya yüzen kaplumbağalar, balık sürüleri “aaa bak orada da var, aaa bak burada da” şeklinde heyecan yaratıyor seyircilerinde. Ağaç gölgesi öğlen sıcağını öyle başarılı kesmiş ki göl kenarındaki küçük anfi tiyatroda verdiğimiz molada gözlerimizi kapatarak dakikalarca doğayı dinledik. Zinde devam ettiğimiz dönüş yolunda cömert bir ikram gibi bizi bekleyen soğuk doğal kaynak içme suyuyla hepimiz serinledik. Tekrar havuzlu meydana gelip oradan çam fıstığı ağaçlarının yanyana dizilerek süslediği orta yoldan devam ettik. Tuvalet ihtiyacı olanlar için bu yol ekstra önemde bir mola yeri.
İlerledikçe sağda rengarenk çiçek gruplarının süslediği küçük bir sera karşıladı bizi. Gezi öncesi yine Bahçeköy yolunda Event Garden’da kahvaltı yapmış olsak da özellikle kızımın enerjisini tamamen bitirmemek için yolun sonuna kadar gitmeden dönüp diğer yolları izledik. Gözlem kulesinin ve karaca bölgesinin olduğu sağdaki yolda ilerlerken zor yetişen, görkemli ve kıymetli ağaç olan manolyanın büyük beyaz çiçeklerinin kokuları bizi mest ederken ne kadar şanslı olduğumuzu farkettik. İlk defa böyle yakından manolya çiçeği görmüştüm ve gerçekten mutlu olmuştum. Biz de “benim güzel manolyam” şarkısını mırıldanarak onlara kendimizce teşekkür ettik. Kuleyi merak etsek de hava çok sıcaktı ve su ihtiyacı için hazırlıksız geldiğimizden 3. gölün yanından dönüp girişe yakın nispeten daha küçük kuğulu göle indik.
Tabi ki yine ördekler, balıklar, kurbağalar ve kaplumbağalar keyif yapıyorlardı. Ancak uzun zamandır kuğu görmeyen benle birlikte kitaplardan gerçeğe dönüşen kuğuları izleyen küçük kızım da heyecanlandı. Sonrasında kızım kuğulara kopardıkları dalları ikram ederken fotoğraf çektiren abilere ablalara söylense de peşinden koştuğu yavru köpek iyi geldi ona.
Kameralarla izlenen ve müze olarak değerlendirilmesi gereken bu mekana istediğimiz zaman giremediğimiz için önce kızsak ta içeride bazı kişilerin yaprak, meyve ne varsa “bir tanecik kopardım canım ne var ki” yaklaşımını görünce bu güzelliklerin ancak sınırlı ziyaret mantığıyla korunabildiğini anlayıveriyor insan.
Evet ilk ziyaretimizde bir ailenin elma ağacından sayısızca meyve koparıp bir ısırıktan sonra sağa sola attıklarına bizzat şahit olup üzülmüştüm. Şimdiki gidişimizde de ağaç diblerine bırakılmış bebek bezi ve çerez ambalajları da dikkatimizden kaçmamıştı. Oranın her yer gibi korunması gereken özel bir yer olduğu bilinci sağlanmayıp, her gelen bir dal koparırsa doğal yapısının bozulması işten bile değil. İnsan bir taraftan böyle mekanların herkes tarafından bilinmesini istiyor bir yandan da hoyratça davranıldığı için yok olmasından korkuyor. Madem özel bir mekan neden çok kalabalık değil ve talep yok diye aklınızdan geçebilir. Çünkü piknik yapılmıyor, çünkü içeride yiyecek içecek satan bir yer yok, çünkü oranın tadını bol bol yürüyüş yaparak çıkartabilirsiniz. Çimlerin üstüne kilim yayarak dinlenmeyin diye tabelalar olsa da telaş yapmayın sık sık banklar yerleştirilerek dinlenmeniz için ortamlar sağlanmış.
Arboretum benim için fonetik açıdan söylemesi ve tek seferde hatasız yazması zor olan isim. Ama teknik olarak açıklarsak; Ağaç, ağaççık ve çalı gibi odunsu niteliğinde doğal egzotik türlerin yetiştirilmesi, korunması ve tanıtılması amacıyla Bahçeköy’de 296 hektarlık alanda kurulan canlı bitki müzesi niteliğinde botanik bahçedir. Ağaç parkı olarak da tanımlanan böyle bahçeler araştırma ve gözlem amacıyla kurulup sergilenmektedir. Dünyanın farklı yerlerinden de gelen yaklaşık 2000 farklı türe ev sahipliği yapan Atatürk Arboretumu’nda her bir bitkinin yanında Türkçe ve Latince bilgisinin yer aldığı küçük tabelalar bulunduğundan tek tek bilgi almak mümkün oluyor. Böylece hissiyat olarak yeşillikli bir alanda değil de müzede bulunduğunuzu daha iyi anlıyorsunuz. 1949 yılında Prof. Dr. Hayrettin Kayacık’ın önerisiyle başlayan girişimler Atatürk Arboretumu’nun kurulumunu başlatmış. İyi ki de başlamış böylece saatlerce keyifli vakit geçirebileceğiniz güzellikleri ile insanı büyüleyen bir seçeneğe sahip olmuşuz.
Genel bitki dokusuna kısaca değinirsek; Belgrad Ormanı’nın meşenin yetişmesi için uygun koşullara sahip olması nedeniyle meşe ve ailesinin çeşitliliğinin ağırlıkta olduğu bir ortam haline gelmiş. Çeşitliliğine örnek verirsek; Türkiye kırmızı-ak-herdem yeşil meşeleri / Amerika kırmızı-herdem yeşil meşeleri / Meksika, Azerbaycan, İspanya, Portekiz meşeleri / Japonya, Çin ak-kırmızı-herdem meşeleri gibi...
Ziyaret için en az 4-5 saat zaman ayırmanızı öneririm. Giriş kapısında film, reklam filmi, gelinle damat fotoğraf çekimi şeklinde çekim ücretleri bilgi tabelası bulunmakta. Fotoğraf çekebilirsiniz fakat tripot olduğu zaman onu girişte görevlilere teslim etmeniz gerekmektedir. Bu yaklaşım biraz tuhaf, önlemek istedikleri şey nedir tam olarak anlaşılmıyor. Grup ziyaret rezervasyonu ve özel çekim anlaşması/danışması için 0212 226 19 29 / 226 23 35 nolu telefon ile ataarboretum@ttmail.com iletişim adreslerini kullanabilirsiniz. Keyifli ziyaretler 🙂 (fotoğrafların üzerine tıkladığınızda daha büyük görebilirsiniz)
Açık Hava Bitki Müzesi,