loading...
5. ay kontrolü – beslenme ve egzersiz
Defne yolda uykusu bölündüğü ve yeni bir mekana geldiği için yabancılama sendromu benzeri huysuzluk yaptı. İlk muayinede çok şey öğrendik. Kuzumuzun alerjiye yatkın bir çocukmuş. Hatta biz de öyleymişiz. Ben “Nasıl yani bizde alerji yok ki” dediğimde; doktorumuzun birkaç dakikalık göz muayinesi sonrası bizde farkettiklerini (kollarınızdaki kabartı, göz altı rengi ve çizgileri, ten renginiz, kuruluğu) şeklinde saymasıyla havadan, sudan sandığımız şikayetlerimizin kaynağının alerji olduğunu şaşkınlıkla farketmiş olduk.
Defne’deki hapşırıklar, vücudundaki döküntüler, pişik sandığımız kızarıklıklar, gözlerdeki nemlilik, saç, kaş ve kulak arkasındaki kuruluklar hepsi alerjik durum belirtisiymiş. Banyodan yarım saat önce gerçek zeytin yağı ile yapılan masajla kurulukları gidermek ve cildini rahatlatmak mümkün.
Ayrıca, erkenden tay tay şeklinde ayakta tutuğumuz için doğru birşey yapmıyormuşuz. Büyüklerin “afferin kuzuya yaşıtları daha agu derken bizimkisi ayağa bile kalkıyor” taktirlerinin 7. aydan sonra olması gerektiği, aksi taktirde bir bacağında olduğu gibi yamulmaya sebep olacağını öğrenmiş olduk.
4. ayda ek gıdaya geçmek. Hala emziriyorsak anne sütüne mutlaka devam edileceğiz ancak 6 ay-1 yaş gibi süre sonunda ek gıdaya başlanması çiğneme ve yutmasında isteksiz olmasına sebep olabiliyor. 6 aydan sonra birden bire pürtüklü gıdaya geçişte zorlanması tükürmesi ve yemekle arasına mesafe koyması daha sık rastlanabiliyor. Sohbetlerde görüyorum ki bir grup 6 aya kadar sadece anne sütünü ve sonrasında ek gıdayı, diğer grup da 4. ayda ek gıda ve anne sütü şeklinde yol izlemeyi tercih edebiliyor. Burada bebeğmizin özellikle ilk 6 ay yeterli miktarda anne sütüyle beslenmesi sonrasın da ihtiyacı olacak tüm vitaminlerin ek gıdalarla desteklenip sağlıklı bir beslenme sisteminin oturtturulması. En çok duyduğum örnekleme bebeğinin bir yaşına yaklaştığı zamanlarda yemeği şidettle reddetmesi emme saatini beklemesi ve nihayetinde aç yatacağına bari biraz emsin diye annenin emzirmesi. Ancak gelişimi oldukça yavaş, sütümde az ne yapacağım diye annenin kendini üzmesi.
Artık bir beslenme listemiz var. Buna göre kuzucuk (28 Eylül Pazartesi) ilk defa cam rendede püre haline getirilmiş 1 tatlı kaşığı elma püresiyle tanışmış oldu. Boğazına kaçmasın diye kucağımda hafif arkaya doğru (120 derece) yatırarak yedirmeye başladım. İlk denememiz pek keyifsiz oldu. Minicik minicik verdiğim halde anında yüzünü ekşiterek “bu ne yaaaaa” şeklinde tükürdü. İkinci denememiz daha iyiydi. Ancak sabah çenesi, boynu ve hatta göğsünde bir sürü kızarıklıklar olduğunu farkettik.
Zaten miktar olarak önce tatlı kaşığı, sonra yemek ve sonra çay bardağı denemesinin amacı da alerjisinin var olup olmadığını öğrenmek. 3 günde bir değiştirilerek 10 günlük bir meyve (lezzet) testi yapılıyor. Sonraki 10 gün yoğurt yanında meyve ve sonraki 10 günde sebze deneyerek 1 ay tamamlanıyor. Sonunda 1 bardak alerji testi yapılmış gıdayla bir öğün mamanın yerini değiştirebiliyoruz.
Yemeğimizi yemek masasında birlikte yiyerek masa düzenini şimdiden vereceğiz.
Bizim bir türlü geçiremedik dediğimiz pişikler aslında alerjik reaksiyon sonucu oluşuyormuş. Keçi sütünden yapılmış hazmı kolay mamaya geçtik. Benim de neden süt ve ürünlerini sevmediğim ve yedikten sonra kendimi iyi hissetmediğim bir miktar anlaşılır oldu.
Demir takviyesini ilaç şeklinde değil de doğal yollardan almasına karar verildi (demir ilacı kan testi yapılarak ihtiyaca göre verilmeli). Multi Tabs’a günde 1 ml olarak devam ediyoruz.
Ön kol kaslarını geliştirici egzersizler
Minnoşa emeklemeden önce ön kol kaslarını geliştirici günlük egzersizler verildi. 1. Egzersizimiz karnının üzerine yatırılarak uzanabileceği ama yakalayamayacağı uzaklığa konulan oyuncağı yakalamaya çalışmasını sağlamak. 2. olarakta koltuk altımıza sıkıştırdığımız vücudunu tutarken, elimizin birini alttan karnının altına denk gelecek gibi desteklerken (kol gücü bitip kendini bıraktığında çarpmasın diye) zeminde iki elinin üstünde durmasını ve hatta ileriye ellerinin üstünde yürümesini sağlama egzersizi. Babası şınav hareketi gibi diyerek özetledi durumu. Böylece kollar ve sırt kısmı güçlenerek büyüyecek.
Bebeğimizin allerji durumundan dolayı peluş, tüylü malzemeleri uzaklaştırıp pamuklu yastık vb. şekilde yeniden bir düzenleme yapmamız gerekiyor.
Kuzumuz baş çevresi 100 Türk çocuğu (her ülkenin büyüme tablosu farklı olduğu için ortalama ülkemize göre alınmakta) ortalaması 98 üstündeymiş (koca kafalı görünmüyor). Boy ve kilo olarak %60’la ortalama ölçülerde. Sağlıklı ama benden biraz daha uzun olsun isterim.
Ayrıca ilk dozu 3. ayda ağızdan verilen ishal aşısının (rota virüs) 2. dozu da yapıldı.
Bir sürpriz daha, kuzumuzun damağında beliren minik beyazlıklar diş adaylarıymış. Kaşınan damağa en iyi diş kaşıyıcı yutamayacağı kadar büyük ama ağzına sokabileceği kadar da küçük bir havuçmuş. Tabi benim birkaç gün bir hevesle aldığım renkli, süslü diş kaşıyıcılarda işe yarar.
Eve geldiğimizde tüm öğrendiklerimizi defterimize yazdık. Son derece verimli ve memnun kaldığımız bir ziyaretti. 6. ay ziyaretini sabırsızlıkla bekliyoruz…